solucan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
solucan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Şamandıralı olta ile sazan avı teknikleri

Aynalı Sazan Avlama Teknikleri

Pullu Sazan Nasıl Yakalanır

Şamandıralı olta ile sazan avı ayrıntılı bilgi


Bu yazımızda sizlere şamandıralı olta ile sazan avının inceliklerini detaylarını
değişik varyasyon ve farklı sazan avı tekniklerinden bahsedeceğim. Daha önceki
yazımda sizlere detaylı anlatımını yaptığım Şamandıralı olta nasıl yapılır
başlıklı konumuzda bahsettiğim. Şamandıralı oltalarla sazan avının üçlü dip
oltası veya boili gibi sistemlerle yapılan sazan avlarından avantajlı ve
dezavantajlı yönlerini tecrübe edindiğim kadarıyla yanlış bilinen hususlarıda
aydınlatmak istiyorum. Öncelikle şamandıralı oltalarla yaptığımız Sazan
avlarının beklemeli avlara nazaran daha fazla heyecan aksiyon içerdiğini ve
oldukça fazla hareket gerektirdiğini bu avlanma yöntemine başlamadan önce
bilmeniz gereken önemli bir derat olduğunu hatırlatmam gerek. Kimimizin yöresel
ağızla mantar oltası mantarlı olta dedikleri yani şamandıralı oltaların
sanıldığı kadar basit bir varyasyonu yoktur bilakis bu türlü oltaların
kalıplaşmış sistemlere göre birçok değişik kombinasyonla dizayn edilip farklı
yem türleri ve dahası hemen hemen bütün tatlı su avlarında başarılı olduğu
kesindir. Özellikle sazanların yakalanmasında aksiyonu ve heyecanı Şamandıralı olta kadar fazla olan başka bir olta düzeneğinin olduğunu düşünmüyorum hatta tam
olarak eminim. Gençliğin verdiği dinamiklikten mi kaynaklanıyor bilemem ama bana
beklemeli sazan avları her zaman sıkıcı bayan heyecansız ve bi o kadar bunaltıcı
gelmiştir. Beklemeli sazan avı yapan amcaları göl kıyısında gördüğümde dahi
içimi bir sıkıntı kaplıyor. Özellikle boili sisteminde oltanızın düzeneğini
kurup oltalarınızı meranızda suyla buluşturduktan sonra beklemekten başka nasıl
bir aksiyonunuz olabilir? Oltaya zili takıp kitap okumaktan başka yapacak bir iş
anca çay demlemek olabilir ki.. avımınızın bütün heyecanını sazanları gözlemleme
şansını pratik zekamızı kullanarak sazanların sezgilerini manüpile etmeye
çalışarak sürekli bir aksiyonun içinde olmak varken boililerle yada üçlü dip
oltalarını kullanarak av yapmak hatta bunun adına avlanmak avcılık demek pek
içimden gelmiyor. Tabiki bu sistemler kötü demiyorum diyemem zaten çünkü benimde
bazen şamandıralı oltaların iş yapamadığı yada gölün balık yapmadığı bazı
mevsimsel yada farklı çevresel faktörlerin etkisiyle üçlü dip oltası ve boili
sisteminin ortası farklı bir hırsız olta düzeneği kullandığım olmuştur. Dipten
avlanmayı sazanlara yakıştıramadığım için bu muazzam güzellikte ve özellikte
balığın bu şekilkde yakalanması pek bana uygun değil. Sadece Sazanlarda bulunan
bazı karakteristik özellikler bu balığı benim için özel bir yere koyuyor. Diğer
omnivor tatlı su balıkları bıyıklı bekir tatlı su kefali kasna gibi seçicilik
tat alma su sıcaklığı hava şartları ve çevre şartlarından avcılığının da
etkilenmesi söz konusu olsa da bağzı püf noktalarını bildiğiniz takdirde sazanı
her mevsim ve her şartta tasmalayabilmeniz onu farklı bir yere taşıyor. Diğer
tatlı su balıkları olan avcı predatör yırtıcı balıklardan olan sudak tatlı su
levreği perch ve turna herzaman aynı sistemle yani şamandıralı oltalarla
yakalanabiliyor olsa da tamamen farklı kategorilerde olan balıklardır. Bu
tatlısu yırtıcı balıkların karakteristik özellikleri avlanma şekillerine daha
sonra uzun uzun değineceğim. Sazan balıklarının benim için bu denli özel
olmasında en büyük etkenlerden birisi belkide tatlu su canlıları içinde en zeki
balıklardan birisi olmasıdır. Zira baili yada üçlü taban oltalarında gafil
avlamaktan ziyade sazanın hareket ve tavırlarını tepkilerini gözlemleyerek
avladığınız takdirde diğer balıklardan keskin bir çizgi ile bu farklılığını net
olarak görebilirsiniz. İşte şamandıralı sistgemi özel kılan en güzel olayda
budur. Yakalamak istediğiniz sazanınızı gözlemleyip ona göre hamle yapma şansı
vermiş olmasıdır. Bu çok önemli bir detaydır. Merada bulunan sazanlardan
karakteristik tavırlarını öğrenme ve istatistik oluşturma şansı elde etmeniz
içinde gerekli ve özel bir sistemdir şamandıralı olta takımı. Bu noktaya kadar
neden şamandıralı oltayla ile sazan avı sorusuna tam net bi cevap bulamadı
iseniz şamandıralı olta ile sazan nasıl yakalanır bölümünde umarım aradığınız
yanıtı bulursunuz. Önceki konumda ayrıntılı olarak tarif ettiğim Şamandıralı Olta Nasıl yapılır? konumu okuduysanız bu takımın nasıl kurulacağını
biliyorsunuz demektir ve ben konuya bu varsayıma dayanarak devam edeceğim.
Yinede okumayanlar için kısa bir bilgi vermem gerekirse bu bizim kullanacak
olduğumuz bu şamandıralı oltalarda bilinen düzeneklerin aksine farklı bir
kombinasyon kullanmamız gerekmekte. Bu tip bir oltanın çok çeşitli düzenekleri
olamayacağı düşünülse de durum tam tersidir. Kullanacağımız oltanın sistemdeki
her bir ayrıntı olmazsa olmaz olduğu için tekrar ediyorum. Şamandıramız
mininanın ortadan geçebildiği en az altı tane stoper kullanacağımız sekiz gram
ve altında zeytin kurşunu olan oldukça hafif hassas ve avcı bir olta
düzeneğidir. Bu oltanın en ayırt edilebilir özelliklerini sıralamam gerekirse
misina şamandıramızın içinden misinanın direkt olarak geçmesi bize uzun sert ve
karmaşık atışlarımızda dahi misinanın oltamızda kullandığımız şamandıramızın
tepesine takımımızın takılıp bizi tekrar atış ve yem tazeleme zahmetine
sokmayacak olmasıdır. Bu bize her türlü atışımızda isabet oranı ve rahatlık
sağlayacak ve kullandığımız monoflament misinanın takla atıp havada düğüm yada
dolaşma riskini minimuma indireceği için önemli bir husustur. Buna mukabil
delikli zeytin kurşunumuzu hem alttan hem üstten fırdöndünün üzerinde
ayarlanabilir bir pozisyonda olması gerekiyor. Geri kalan ayrıntılar sizin
tercihleriniz ve tecrübe edinerek daha iyisini yapabileceğiniz teferruatlardır.
Bu sistemde sazan yakalamaktaki amacımız sadece balık yakalamak değil
yakaladığımız sazanı yakalamadan önce ve yakaladıktan sonraki gözlemlerimizi bir
sonraki avımızda tecrübe edinmiş olarak kullanmak mecburiyeti yaratması
heyecanın ve aksiyonun hiç kaybolmamasında önemli bir noktadır. Oltamızı elimize
alıp gittiğimiz her merada avlağın birçok kıyısını yayan tarayarak uygun noktayı
bulmaya çalışacak olmamız balık avımıza ekstra bir dinamizm katmakla birlikte
takımızın pratik ve hafif olması meradan meraya bir trekking edasıyla rahatlıkla
dolaşmamızı sağlayacaktır. Sürekli gittiğimiz bir meramız varsa eğer çevre
yapısını az çok analiz etmişizdir derin ve sığ bölgeleri göz ucuyla taramış otlu
bölgeleri sazlık alanları taşlı kayalı tabanları meramızdaki dip oltası yada
boili kullanamayacağımız birçok heri hafızamıza kazımışızdır. İşte bu noktada
şamandıralı oltamızın mucizevi özelliği kullanılabilir avlak kullanılmayacak
avlak diye dertlerimin gölün derin sularına gömülecek olması tabiki bir
avantajdır. Yinede bu takımın her türlü avlak şartlarında meraları ayırt
etmeksizin kullanılıyor olması her yerde kullanabileceğimiz anlamına gelmez. Bu
takımı kurmaya niyetlenmiş yada kurmuşsanız beklemeli avlarda olduğu gibi
balıkların gelip yemimizi bulmasını beklemekten ziyade bizim gidip balıklardan
onlara sunacağımız el emeği yaptığımız yemleri onların garsonuymuşuz gibi
masalarına götürmektir. Yani bu teknikle avlanan biri balıkların keyfini
bekleyip yeme gelmesini beklememeli bizzat yemi balıklara götürmelidir ki hızlı
ve etkin bir av yapma şansı yakalayabilsin. Burada gezici konumda olan sazan
değil bizim olmamız gerekmekte. Bu bize birkaç tane ters köşe durum yaratır
bunlardan en önemlisi dip oltaları merada balık vermeye başladığı zamanlarda
yani sabah ve akşamüzeri bu yoğunluk oldukça artar bizim bu takımla balık alma
şansımız biraz azalır yani azalır dediğime bakmayın dip oltası kadar şansımız
azalır zira bu sistem klasik dip oltası ve boililere nazaran kat be kat daha
avcıdır. Hatta o sistemlerin tamamen balık vermeyi bıraktığı saatler şamandıralı
olta takımımız için altın değerinde saatlerdir. Bu konu üzerinde durmamız
gereken istisnai ve özel bir durum olmakla birlikte çok uzun yıllar
gözlemlediğim istatistiksel olarakta yanılgı payı olmayan bir bilgidir. Sazanlar
sizin de malumunuzdur ki gezmeye başladığı saatlerde taban oltaları boililer ve
dip takımlarının tamamı az çok iş yapmaya başlar öğlen güneş tepedeyken
neredeyse vuruş alınamaz takımlara bi sessizlik hakim olur. İşte bu noktada
bizim için fırsat zilleri çalmaya başlayacaktır. Zira sazanlar bu saatleri
ikindiye kadar sığ sularda otluk alanlarda hareketsiz bir şekilde istiraat
ederek geçirirler. Öncelikli olarak yapmamız gereken sık ziyaret ettiğimiz
meralarımızda sazanların istiraat ettiği noktaları gözlemleyip not almak olmalı
bu istatistikler bize ilerki zamanlarda hem fikir verecek hem zaman kazandıracak
hemde daha az yorulmamızı sağlayacaktır. Benim meralarımda tespit ettiğim
noktalarda sazanlardan daha önce bu noktalarda bazı modifiyeler yapmam kamuflaj
açısından bana birçok fayda sağlıyor. Bu anlatacaklarımı sizinde denemeniz
yararınıza olacaktır. Avımızın bu altın saatleri başlamadan önce pozisyon almayı
gözümüze kestirdiğimiz yerin suyunu bulatmamız sazanlar bu noktalara toplanmaya
başlamadan önce yapmamız gereken ilk şeylerden biridir. Zira suyu balıklar zaten
oraya toplanmışken bulatmaya çalışmak bütün balıkların o bölgeyi terketmelerine
neden olur. Suyu neden bulattığımız konusu aklınıza takılmış olabilir bunun
birçok nedeni olmasıyla birlikte ben sadece iki önemli nedeni yazarak sazanları
nasıl manüpile ettiğimizi anlatayım. Birinci nedenimiz tabiki kamuflaj için
oldukça önemlidir. Sığ sularda sazanlar derin sularda olduğundan çok daha ürekek
ve huylu olurlar ama bulanık su sazanın en azından görme duyusunu minimuma
düşürür ikincisi ve asıl sebep ise sazanlar bulanık suyu hele hele sığ sulardaki
bulanık suyu aşırı derecede merakla içlerine dalıp incelerler zira diğer
sazanların milek altından canlı yem kurtçuk aradıkları bi kaynak buldukları
hissi uyandırdığını tahmin ediyorum gözlemlerim tamamen bu tezimi doğrular
nitelikteydi ve normal şartlardan her zaman daha iyi sonuç vermiştir. Yani bu da
demek oluyor ki eğer suyu bulatmışsak kesinlikle solucan ya da toprak kurdu
kullanmamız şansımızı yüzde yüz artıracak bir faktördür. Bütün bu şartları
oluşturduktan sonra dikkat edilmesi gereken en önemli unsur maksimum sessizlik
ve minimum harekettir sazanlar sadece iyi bir görme duyusuna sahip değil ayrıca
sese insan kadar duyarlıdır sazanların neredeyse vücudunun her iki tarafında
hareketi titreşimi algılayan sensör görevi gören sinirlerle kaplıdır. Yani
kıpraşmasak dahi ses çıkamarmamamız gerekiyor çünkü ses dalgasının yarattığı
titreşim sazanımızın orayı aniden terketmesine neden olur. Bu noktada çok
dikkatli ve soğukkanlı hareketlerle avımıza yaklaşmamız gerekmekte. Tabiki
burada bizimde bütün duyu organlarımızı sazanlar kadar olmasada iyi kullanmamız
gerekiyor bu yarattığımız suni ortamda hakim olduğumuz alanı çok iyi gözlemleyip
sazanın yerini tespit ettikten sonra düzgün bir atışla yemimizi balığın en az
5-10 metre daha ilerisine düşürüp görüntü aldığımız yere doğru yavaş ve sakin
hareketlerle balığa yaklaştırmamız yeterlidir. Zaten sazanımızın o yemin suda
hareket ediyor olduğunu anlaması güç olmayacak merak edip ya kapacak ya da
kaçacaktır. Genellikle bu şartları oluşturmuşsanız ikinci söylediğim kesinlikle
geçersizdir. Bu şartlarda sazan solucan gibi bir nimeti asla geri tepmez. Eğer
meranızda bu şartları oluşturabilecek avlak bölgeler yoksa eğer keyfe keder
avcılık hem bu kadar zahmetli olmuyor hem daha fazla heyecanı içinde
barındırıyor şimdi anlatacaklarım bu sistemin kullanılması gereken asıl amacı
teşkil etmektedir. Ve bu olta takımı kesinlikle bu amaca göre dizayn edilip
tasarlanmış ve her zaman başarı sağlamıştır. Ne yapmanız nasıl yapmanız
gerektiğini ayrıntılı bir şekilde anlatmaya başlıyorum. İlk tavsiyem size
ağırlık yapabilecek bütün fazlalıklardan kurtulun. Fazlalıklardan kurtulun
derken yanlış anlamayın yanınıza en az hatta neredeyse oltanızdan başka bir şey
almamanız gerekiyor. Çünkü yanınıza aldığınız her bir fazlalık sizin elinize
ayağınıza sürekli dolaşacaktır. Bu sorunu ben şöyle aştım yanıma sadece askılı
bi matara alıyorum su ihtgiyacı için ve yemi yani solucanı talımak için kemerime
bağlayabildiğim bez bi kese yaptım. Bez kese solucan taşımak için gereklidir
zira ölü solucan hiçbir işimize yaramaz solucanlarımız ne kadar diri ve
hareketliyse o kadar fazla şansımız artacaktır. Solucanların ölme riskinden
bahsederken önemli bir detayı atlıyordum bu avın en iyi ve kesin sonuç verdiği
aylar temmuz ve ağustos aylarının en sıcak saatleri olan öğle ve ikindi
arasıdır. Zira göl kenarında sığ yerlerdeki otluk alanlar bizim bu avı icra
edebilmemiz için gereklidir ve sazanlarda bulunan bu zaafiyeti kullanmamız için
bu bölgeleri iyi gözlemlemiz gerekmektedir. Yanıma aldığım bütün malzemeler bu
kadar. Çünkü her zaman hareket halinde ve çok hızlı ve sessiz hareket etmek bu
işin en önemli püf noktasıdır. Bu şartlarda elinize hafif şamandıralı takımımızı
alıp mera seyahatimize başlıyoruz. Merada bu otluk alanları hakim bi noktadan
göle yaklaşmadan gözlerimizi ve kulaklarımızı dört açıp hareket ve görüntü alana
kadar yavaş hareketlerle gezintiye çıkıyoruz. Üzerimize genellikle haki ve yeşil
renklerin olduğu kıyafetler giymemiz bizim için ekstra bi avantaj
oluştguracaktır bu notuda yeri gelmişken düşeyim. Sazan zaten o mevsimde ve o
saatlerde bizim öngördüğümüz yerlerde yani otluk ve sığ alanlarda dinleniyor
olacaktır. Görüntü aldığımız anda hiç acele etmeden paniye kapılmadan yavaş
hareketlerle atış yapabileceğimiz ayrıca kamufle olabileceğimiz en azından
barajdaki otları önümüze alarak sessizce yaklaşıp atışımızı mümkün olduğunca
ağır hareketlerle yapıyoruz. Yalnız böyle bi atışı kesinlikle sazanın tam
tepesine yapmayın anında o alanı son hızla terkedecektir buradaki amacımız zaten
balığı ürkütmemek. Hiç acele etmeden yine yavaş yavaş yemi balığa doğru bikaç
karış hareket ettirdiğimizde zaten o bölgede tespit ettiğimiz sazanın eğer
ürkütmemişsek o yemi kapmama gibi bir şansı yok. Kesinlikle her durum ve şartta
sazanın bu yemimizi kapması olasıdır. Şuna emin olun ki sazanların tokluk hissi
ya hiç yok ya da oldukça obur balıklardır. Böyle bir ortamda görüntü aldığımız
sazanın o yeme atlamama gibi bir durumuyla daha önce hiç karşılaşmadım. Tabiki
buradaki maharet sessizlik ve kamufle olma durumudur. Sazanların kör noktalarını
ve hareketlerinizi nasıl yapmanız gerektiğini birkaç tane kofana sazanı ürkütüp
kaçırdıktan sonra zaten kendiniz tecrübe edip öğreneceksiniz. Daha yumuşak
atışlar yapmaya başlayıp daha soğukkanlı ve yavaş hareket etmeyi alışkanlık
haline getireceksiniz.. suyun üzerinde 30 kiloluk derya kuzusu sazanı
gördüğünüzde kalbiniz güm güm atsada heyecanınızı kontrol altında tutmayı
öğreneceksiniz. Evet işte işin tam olarak özü de bu böyle bir av size çok fazla
şey öğretecek sadece sazan avlarken yaşayacağınız heyecanı değil günlük
hayatınızda bile duygularınızı kontrol etme yetisi kazandıracaktır. Emin olun bu
tecrübelerin her biri günlük yaşantınıza direkt olarak sirayet edecek
özgüveninizi artıracak başarmak için emek harcamayı sabretmeyi beklemeyi kaçan
fırsatların sadece kaçmış bir fırsat olduğunu ve o kaçan fırsatların her birini
daha fazla dikkat ve özen göstererek tekrar elde edeceğimizi öğretecek ve
hatılatacaktır. Bu noktada bu işi sadece amatör olta balıklıcılığı ile
tanımlayıp sınırlamak yavan ve yetersiz kalacaktır. Amatör balıkçı olmak demek
her koşulda kesinlikle sonuca ulaşmak demek değil gelinen noktada bize neler
kazandırdığını görmek anlamak ve bu kazanımları hayatımıza pozitif etki edecek
şekilde kullanabilmeyi öğrenmek demektir. Şamandıralı oltayı elime aldığımda ben
sadece olta başında balığın gelmesi noktasında sadece sabretmeyi değil bütün
algılarımı hem zihinsel hemde fiziksel olarak en üst seviyede kullanabilmeyi bu
tecrübeleri hayatıma uygulamayı en büyük kazanımlar olarak görüyorum. Bu arada
yazımı noktalamadan önce oltamızdaki kullandığımız iğneden hiç söz etmediğimi
farkettim yazıyı bağlamadan birazda bundan söz ederek konuyu noktalayım.
Oltalarımın hemen hemen hepsinde sazanla ilgili olanlar tabiki sırtı çentikli
kısa pala 3 yada 4 numara iğlerden kullanıyorum bu iğnelerin canlı yemi tutma
özelliği oltamızla atışlar yaparken mümkün olduğunca düzgün atışlar yapmamızı
sağlar. Tabiki düzgün bir atış yapmak oltamızın ucundaki iğnenin yemleri genellikle yemim solucan olur kuvvetli
bir şekilde tutabilmesinin verdiği özgüven ve hareket kabiliyeti ile mümkündür.
Yemi tutmakta sıkıntı çıkarabilecek iğnelerin hemen hemen her avda sıkıntı
çıkardığıda zaten malumunuz işte bu yüzden kısa palalı sırtı çentikli iğnenden
yemin sıyrılmasını engelleyen faktörleri barındırması bize çok fazla fayda
sağlayacaktır.. ve tabiki oltamızdaki iğne ne kadar kamufle olursa pala ve uç
kısmı yemle kaplanırsa bizim için o kadar iyidir. Genellikle olta iğnesini siyah
nikel tercih edin metalik renkte olan olta iğneleri suyun içinde parmala yapar
ha keza fırdöndümüzde aynı şekilde özellikle koyu renkte siyah nikel olmalıdır.
İğnede en ufak palaklık fırfırda da aynı kurallar geçerlidir. avladığımız
bölgede tek bi sazanı ürkütüp kaçırsa diğerleri de peşinden ışık hızıyla
uzaklaşacak ve yemlenmeyi keseceklerdir. Bu yüzden olta iğnemizin kamuflesi çok
önemlidir. hatta dayanıklılık bile olta iğnesinin kamuflesinden sonraki bir
meseledir. Olta iğnelerimizi ne kadar iyi kamufle edersek av başarı oranımızda
balığın iğneye üşme olasılığıda o kadar yükselecektir. Ben genellikle bütün
iğnelerimi mat koyu yeşil renkte apolar yani sudan etkilenmeyen boyalarla yemin
sıyrılıp palanın gözükme olasılığına karşı boyuyorum ve çokta etkili olduğunu
söylemem hiçte abartılı olmaz. Modifiye etmeye değer gördüğünüz bu balık avlanma
yöntemine uygun iğnelerin bağzılarını boyayıp yanınızda bulundurun dev bi sazan
takımda kullandığınız tek iğneyi alıp gidebilir. Konu bundan açılmışken ben ben
olta iğnelerinin iç çentik kısmını bu tür risklere karşı eğeleyip düzeltiyorum
zira herhangi bi sazanın ağzında kalan kopmuş bir iğne o canlının hayatına son
verebilir. iğnede çentik olmaması sazanın iğneyi çabucak türükürmesini
sağlayabilmek adına bu işlemi yapmayı kendi adıma zaruri bir işlem olarak
görüyor ve uyguluyorum. Benim için o canlının hayatı balık avından yada
başarıdan çok daha önemli bir unsurdur. O yüzden ki hiçbir avımda eğer bi kaza
olupta bu isteyeceğim en son şeydir bu yüzden azami dikkatli olurum eğer balığın
hayatı son bulmamışsa suya tekrar ivedilikle iadesini sağlarım. Hiçbir balığı
yanlışlıkla öldürmedikçe alıda koymam. Benim için orada oltama gelmese bile
gelebilecek olduğu ümidinin yaşattığı heyecan bile fazlasıyla ödül sayılır.
Sizede tavasiyem bu olsun balık avlarınızdan bu şekilde heyecan duymaya keyif
almaya bakın gerçek huzur ve dinginliği bu şekilde hayatınıza sirayet ettiğini
yaşayarak görecek ve anlayacaksınız. Amatör balıkçılık mevzusuna tek taraflı
bakmamak lazım bütün algılarınızı ve akıl vicdan erdem gibi hazineleri bir arada
kullanmanıza olanak tanıyan hayatınızın özel bir parçası olarak tanımlarsanız bu
iş olur. Hem balık tutmaktan hem de hayatınızdan bütün stresi bir kenara atıp
yeni bir pencereden bakmayı öğrenecek öğrendiktede yaşamdan keyif almayı
bileceksiniz. Saygılar ve selametler iyi avlar dilerim







Alakalı başlıklar:
sazan avlarken nelere dikkat edilmeli
Aynalı Sazan avının püf noktaları
Sazan Avında kullanılan olta çeşitleri
Aynalı Sazan nerede avlanır
Sazan bulunan göller

Şamandıralı Olta Nasıl Yapılır?

Şamandıralı olta yapımının püf noktaları

Şamandıralı olta yapımında hangi malzemeler gerekli?

Şamandıralı olta nasıl yapılır





Sazan Avcısı blogu için kullandığım şamandıralı olta takımınmın
özelliklerinden bahsedeceğim. Amatör olta balıkçılığına yeni başladıysanız ilk
karşılaştığımız sorunlardan bir tanesi verimli ve avcı olta takımlarının nasıl
hazırlandığı ile ilgilidir. Bugünkü yazımızda Şamandıralı olta takımınız nasıl
ve ne için bu şekilde olmasıyla alakalı olacak. Birçok amatör balıkçıya göre
endüstüri haline gelmiş bu pazarın uydurduğu modaya bağlı kalıp sırf tüketici
olmak adına yapılan verimsiz bi o kadar pahalı durduk yere ağır masraflar
çıkaracak gereksiz gördüğüm piyasada değeri araba fiyatlarıyla yarışan takımlar
yerine basit ucuz makul ekonomik ve hepsinden daha etkili olduğunu düşündüğüm
Şamandıralı olta takımı nasıl yapılır ona değineceğim. Amatör olta balıkçılığına
yeni başlamanız ya da uzun sürelerdir amatör olta balıkçılığı yapıyor dahi
olsanız size sunulan seçeneklerin çok dışına taşıyor olduğunuz anlamına gelmiyor
zira bu genel eleştiriyi şu yüzden yapma ihtiyacı hissettim. hemen hemen her
gittiğim avlakta merada karşılaştığım amatör olta balıkçıları ki
karşılaştıklarım genellikle sazan avcıları oluyorlar her zaman pahalı sazan
takımları ile sırf şatafatlı reklamlarda hatta av kanallarındaki bazı
programları izleyip bütçelerinin büyük bir kısmını bu kadar gereksiz taşıması
zor çok fazla ayrıntı ve teferruatı olan olta takımlarına ayırıyorlar. Hayır bu
işin yıllardır içinde olmasam ben de o programların birer viral reklamdan ibaret
olduğunu anlamazdım. Ama işte bunlar hep kapitalist sisteminin yarattığı
alışveriş canavarları için birer yem. Bu durumda avlanan sazan olmakta var işin
içinde. Bu viral reklamlara aldanıp alışveriş yapanların birçoğu avladıkları
şeyin sazan olmadığına bilakis sizi sazan gibi avladıklarının farkına varmanızı
istiyorum. Bu insanlar öncelikle sizin algılarınızı değiştirip yurt dışındaki o
nezih yapmacık göllere bıraktıkları ki bana göre havuzdan başka hiçbir şeye
benzemiyor içerisine bıraktıkları kofanaları anaç büyük iri sazanları hatta
mersin balığı bile çıkıyor arada kullandıkları sistemin başarısını anlatıp
duruyorlar. Lakin o türlü bir beslenmeye şartlandırılmış bu hayvanlar
akvaryumdan bi farkı olmayan yerde tek düze bir rejimle çok uzun sürelerde boili
denen kaba yeme mecbur bırakılıyorlar. Burada lafım boili sistemine değil zira
boili sistemi etkili ve oldukça zekice tasarlanmış bir sazan avı takımıdır.
Burada dikkatinizi çekmek istediğim nokta boşa para harcadığınız onca düzeneğin
yanında birde boili tatlandırıcı boili kokusu boili aroması gibi inanın bana
hiçbir etkisi olmayan sırf para tuzaklarına itilmemenizdir. İnatla boili sistemi
kullanmak isteyen arkadaşlarım için ilerki konularımda etkili sonuç veren
tamamen test edilmiş gözlemlenmiş istatistiki verilere dayanan boili tarifleri
vereceğim. Ama bana soracak olursanız en etkili ve en fazla av keyfi veren
sistem nedir diye hiç tereddüt dahi etmeden şamandıralı olta takımı derim.
Şamandıralı olta takımının ucuz maliyeti bi tarafa pratik ve bir o kadar
taşıması hazırlaması yapımı kolay olması bu sistemi ısrarla tercih etmemdeki en
büyük nedenlerden bir tanesi. İkinci nedeni ise tabiki şamandıralı olta
takımının diğer sistemlere göre çok daha avcı olmasıdır. Tabiki şamandıralı olta
takımının avcı olabilmesi için nasıl hazırlandığının çok büyük bir önemi var. Bu
sistemi hazırlarken en ufak değişken meradaki avınızı etkileyebilecek büyük
sorunlarla sizi yüz yüze getirebilir. Aşağıya fotorafını da eklediğim kendi
kullandığım şamandıralı olta takımını için kullandığım malzemeleri sıralayarak
bu sistem nasıl yapılır tarif etmeye başlıyorum. Olta kamışı olarak 8-30 atarlı
daiwa marka teleskobik spin kamış kullanıyorum. Olta kamışının boyu 1.70-190
arası herkes için 240’ın üzerinde olmamalı ben daha hafif olması adına 2.10
daiwa kamış kullanıyorum. Ve bu aradaki 30 santimlik kısalık anlatacak olduğum
sistemde kesinlikle negatif bir etki yaratmıyor. Gönül rahatlığı ile boyunuz 190
üzeri değilse pekala 2.10 kullanabilirsiniz. Olta makinesi tercihim fiyat
performans olarak araştırıp birçoğunu gbizzat alıp balık avlarımda deneyip test
ettiğim olta makineleri içinde en iyisi olan okuma safina 40 spin olta makinesi.
Takım hakkında gfiyat vermem doğru olmaz ama ortalama bir olta takımından çok
daha hesaplıdır. Bugünün şartlarıyla yakın bir meraya kendi aracınızla gidip
gelme masrafınız kadar ancak tutar. Yani her türlü riske edilecek kadar minik
bir para. Bundan sonraki malzemelerimiz daha fazla önem arzediyor bu sistemde
monoflament misinadan başkasını kullanamayız dynema örgü misinalar kesinlikle
şamandıralı olta takımı için uygun değildir. Çünkü şamandıramızı ve kurşunumuzu
sabitlemek için boncuk stoper kullanmamız gerekmekte yoksa bu takımın avcı
özelliği olan stabil düzeni kurmamız imkansızlaşır. Benim tercih ettiğim
monoflament misinalar genellikle kök yeşili yada siyahtır. Şamandıralı takımla
kıyı avcılığında önemli bir husustur. Kıyıya yakın olan yosunlar ve göldeki
otlar genellikle bu renkte olacağı için balığımızı huylandırıp kaçırmayacaktır.
Tercihen 0.28 ile 0.33 arası avladığınız balığın cinsine göre ki bu teknikle
alabalık turna kefal kasna sudak levrek ve benim vazgeçilmez favorim aynalı
sazan avınıza göre seçmenizdir. Sazan avında genellikle daha dirençli olan 0.33
milimetre misina kullanıyorum. Misina bobinini içini ılık su ile doldurduğunuz
bir kovaya bırakarak sararsanız ilk sarımda oluşan gam bu sayade olmayacaktır.
Bu püf noktasını biyere not ederseniz ilerde herzaman işinize yarayacaktır. Olta
kamışımıza makinemizi takıp misinamızı makineye sardıktan sonra misinayı
halkalardan geçirip sırasıyla 2 stoper bir adet içten geçmeli 8 gram taşıyabilen
olta şamandırası sonra 2 adet stoper daha en 8 gramlık zeytin kurşun ve altına 2
adet daha stoper takıp ufak bi fırfırla takımımızı tamamlıyoruz. Şu anda
içinizden neden bu kadar stoper taktık ne gereği var diye düşünenler için
hatırlatma yapayım. Bu stoperler bizim hem şamandıramızı hemde kurşunumuzu sabit
tutmaya derinliği o anki şartlara göre hemen ayarlamamıza yarayacaktır. Bu
sistem için bir dipnot düşmem gerekirse bu şamandıralı olta sistemimizde
genellikle solucan kurt sinek arı gibi canlı yemlerin suyun içinde doğal bir
şekilde süzülmesi içindir. Su içinde asılı kalmış canlı bir yem balık türü
farketmeksizin karşı konulamaz derecede çekicidir. Bu yüzden fırfırımız oldukça
ufak zor farkedilebilir olmalı ve kurşunumuz neredeyse şamandıranın tam altına
kadar yukarıda tutulmalı ki yemimiz suyun içinde doğal bir süzülme etkisi
yakalayabilsin. Bu olta takımının en avcı özelliği de zaten bu mantık üzerine
kurulu tecrübeye dayalı bir bilgi birikimiyle oluşmuştur. Fırdöndüden sonra
kösteğimiz ve inemizle takımı tam olarak tamamlamış olacağız ve bu noktada yine
size bazı dikkat etmeniz gereken hususları anlatacağım. Kösteğimiz misina
bedenimizden her zaman biraz daha ince olmalı mesela 0.33 beden kullanıyorsak
köstek ipi 0.30 olumalıdır zira olta iğnemiz oduna çalıya taşa kayaya kütüğe bi
şekilde takılmışsa burada kaybedeceğimiz sadece tek bir tane iğne olur. İnce
olan köstek ipi koparak bedeni ve takımın tamamını kurtarmış oluruz. Gerçi
şamandıralı olta takımının dip oltası kadar takılma riski yoktur hatta dip
oltasına göre şamandıralı olta takımının takılma riski yüzde bir bile değildir.
Yinede ufakta olsa risk söz konusu olduğu için takımın tamamını kaybetmemek
adına ince köstek kullanmak en akıllıca şey olur. Takımımızı tamamlayacak son
şey kösteğe bağlayacak olduğumuz avcı bir iğne. Yine bu iğne seçimi
avlayacağınız balığa göre değişmektedir. Alabalık avında uzun palalı iğneler
tercih edilmesi gerekirken sazan avında iğnenin palası neredeyse ağız kısmıyla
eşit olabilecek kadar kısa olmalıdır zira sazanın ağız yapısı bu sistemde ancak
öyle bir iğneyle tasmalanmaya uygundur. Sudak ve turna için zaten hazır çelik
tel köstekten başka kullanamayacağınız için iğne terchinizde ona göre olmalı.
Ben büyük oranda sazan avı ile ilgilendiğim için aşağıda fotoğrafını paylaştığım
takımım da tamamen sazana göre hazırlanmıştır. İğne tercihin kashime kentsuki 4
numara iğnedir. Kesinlikle piyasadaki bu takım için en avcı sağlam ve canlı yeme
uyumludur. Ben genel itibari ile sazan avında solucan kullandığım için solucanın
sıyrılıp palanın balık tarafından farkedilmemesini sağlayan pala üzerindeki çif
tırnak çentik inanılmaz kullanışlı hale getiriyor bu takımı. İstediğiniz süratte
oltanızı yemin sıyrılma düşme korkusu olmadan istediğiniz uzaklığa atabiliyor
olmanız hem içinizin rahat etmesine hemde asıl amacımız olan yemin suyun içinde
doğal salınımına imkan vermesi bakımından vazgeçilmez bir seçenek olarak takım
çantamın baş köşesinde her zaman duruyor olacak. Bir sonraki yazımda şamandıralı
olta ile szana avlamanın püf noktalarına ve zamanım yeterli olursa ki umarım
olur bahçede hem vermikompost üretimi hemde kendi solucanınızı kendiniz nasıl
yetiştirebilirsiniz gibi konularla ilgili olacak. Nette bu türlü konulara göz
gezdirip acaip şekilde bilgi kirliliği yanlışlar ve hurafeler gördüm. Bu
konuları da tek tek aydınlığa kavuşturmam gerektiğine kanaat getirdiğim için
önceliği bu konulara vermek istiyorum. Şimdilik saygı ve sevgiyle kalın
birdahaki konuda görüşmek üzere Usta Balıkçı Işbara




konu ile ilgili:
Şamandıralı olta malzemeleri
Şamandıralı olta nasıl yapılıyor
mantarlı olta nasıl yapılır
olta yapmak için ne gerekli

yılan balığı nasıl yakalanır? yılan balığı yakalama teknikleri.

YILAN BALIĞI

yılan balığı nasıl yakalanır? yılan balığı yakalama teknikleri.



Yaşam hikâyeleri düşünüldüğünde en ilgi çekici birkaç balıktan birisidir yılan balığı. Yanlış olduğunu bilmeksizin çoğu insanın düşündüğünün aksine şekil ve dolayısı ile isim benzerliği dışında gerçek yılanlarla herhangi bir akrabalıkları yoktur. İnce uzun ve yılanvari gövdesi ön kısımda silindirik bir yapıda olup anüsten sonra kuyruğa doğru yanlardan yassılaşmaya başlayarak bir yüzgeç özelliği kazanır. Diğer balıklardan farklı olarak sırt, kuyruk, anal ve karın yüzgeçleri birleşerek vücudun arka yarısını üstte ve altta boylu boyunca kateden tek bir yüzgece dönüşmüştür. Yayın ve karabalık gibi pulsuz bir deriyle kaplı görünmesine rağmen bu deri içerisine gömülü halde -gözle görülemeyecek kadar küçük- binlerce pula sahiptir. Deriyle örtülü olan solungaç yarıkları yan yüzgeçlerin önünde küçük bir delikle dışa açılır. Baş ucunda tüp şeklinde burun delikleri bulunan yılan balıklarının çeneleri tek sıralı ve küçük diş dizilerine ev sahipliği yapar. Vücut rengi yaşa göre bazı değişimler sergilemekle birlikte ergin dönemde koyu gri-siyahtan koyu yeşil ve koyu kahverengi tonlara değin bir dizi farklılık gösterir. Yetişkin hale gelmiş dişi bir yılan balığının genel rengi sarımsı-kahverengi olmasına karşılık erkek balıklar hem onlardan daha küçük hem de siyahidirler.
Yılan balıkları sadece beslenme ve büyüme sürecini tatlı sularda geçirirler. Üreme ise yaşamlarını ilginç kılan ve hâlâ bazı önemli bilinmezleri barındıran gizemli bir olgudur. Üreme tüm dünyada sadece güney Amerika kıyılarından Atlantiğe bakan Meks*ka Körfezi'nde, Sargossa Denizi olarak bilinen mevkinin derinliklerinde şekillenir. Diğer bir ifadeyle Japonya'dan yola çıkan yılan balığı da Türkiye'den ya da İngiltere'den yola çıkan diğer yılan balıklarıyla aynı yere -doğruca Sargossa Denizi'ne- doğru binlerce kilometrelik bir yolculuğa çıkar. Üremeyle ilgili bilinen gerçeklerden birisi de yetişkin yılan balıklarının on yılı aşkın tatlı su yaşamından ve üstesinden geldikleri onca zorlu yaşam mücadelesinin sonunda sadece bir kez döl vererek bunun sonrasında öldükleridir. Denizle bağlantısı kesilmemiş tatlı su havzalarında 10-12 yaşını aşmış yetişkin bireylere şimdiye değin rastlanmamış oluşu ve yarım yüzyıldır küresel anlamda yapılan markalama çalışmalarında geriye döndüğü tespit edilen bir bireye dahi rastlanılmaması, bu tespiti sağlamlaştıran en önemli kanıtlardır.

Yılan balıkları özellikle gece aktifleşen etobur canlılardır ve bulundukları merada yaşayan her türlü küçük canlıyı besin olarak tüketirler. Gün içerisinde taşlık-kayalık kuytuluklarda, dehliz ve oyuklarda gizlenen balıklar geceyle birlikte ciddi bir hareketliliğe girerek gün doğumuna değin beslenmeyi sürdürürler. Özellikle akarsuların sazlık, kamışlık kıyı dokusu yakınında yaşam sürdüren yılanbalıkları solucan gibi karasal orijinli yumuşakçalarla ve kurbağa gibi amfibyumlarla yemlenmiş dip bırakmalarıyla kolaylıkla yakalanırlar. Çoğu zaman yayın, karabalık ve tatlı su kefali için kullanılan yemli dip bırakmalarına da itibar ettiği olur.

Yurdumuzun hemen hemen tüm akarsularında bulunan yılan balıklarının son yıllarda aşırı miktarda ve boy seçiciliği olmayan gereçlerle bilinçsizce avlanması yetmez gibi beslenme sahaları üzerine kurulan baraj ve benzeri su yapılarında buraya ulaşan balıkların yapının diğer tarafındaki yukarı yahut aşağı havzaya geçişlerine olanak tanıyacak balık geçitlerinin ihmal edilişi veya çalışır durumda tutulmayışı gibi diğer nedenlerle hayli azaldığını görmekteyiz. Ne yazık ki yukarıda anlatılan türe özgü üreme etkinliğinin değişmez prensipleri gereği insan eliyle üretimi teknik olarak mümkün olmayan yılan balığına dönük mevcut tüketim talebinin tamamen doğal stoklar üzerinden karşılandığı gerçeği sürekli ihmal edilmekte, koruma ve kontrol mekanizması bunun gibi üremek adına denize çıkış önceliği olması gereken türlerde etkili olarak işletilememektedir. Buna karşılık oldukça uzun ve zahmetli yaşam mücadelesinin sonunda sadece bir kez üreme şansı bulunan yılan balıklarının hiç yoksa bundan ötürü hakettikleri saygıyı görmeleri gerektiğine inanıyorum. Olta balıkçıları olarak bizlerin, üzerinde yaşadığımız coğrafyayı bizlerle paylaşan diğer canlıları hele hele ortak ilgimizi oluşturan balıkları iğnemizin ucunda olmadıkları zamanlarda nasıl yaşadıkları sorgusuyla tanımaya çalışmamız, bunun da ötesinde her yeni bilgi ve gözlem ile doğaya ve barındırdıklarına bir oltacı olarak saygı duymayı öğrenmemiz gereklidir. ÖZetlediğim bu bakış açısı oltacılık konusunda bilinçlenmenin ilk ve sizlerle paylaştığım öğretinin en önemli adımı olarak kabul edilmelidir.


YEMLER

Canlı Yemler Toprak solucanı