teknikleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
teknikleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Şarap Mantarından Şamandıra Nasıl Yapılır?

Şarap mantarından şamandıra nasıl yapılır?

Şamandıralı olta nasıl kullanılır?

Elde şamandıra yapılışı


Şarap Mantarından Şamandıra Nasıl Yapılır?
Bugün Sizlere Şarap Mantarından Şamandıra nasıl yapılır onu anlatmak istiyorum.
Sevgili Amatör balıkçı arkadaşlarım. Balık tutmanın birçoğumuz için hevesten çok bir tutku olduğu aşikardır. Malumunuz olan bu bilgiye istinaden Balıkçılığı hevesten çok tutku olarak yaşayan amatör balıkçı arkadaşlar için her ortamda balık muhabbetleri eksik olmaz. Dolmuşta otobüste aracımızda dahi çoğu zaman avlağın durumunu merak eder yeni avlakların hayalini kurup bir sonraki avda hangi takımla nasıl verim alırım düşüncesi hepimizin aklının bi köşesinde belirmiştir. Hatta boş zamanlarımızda genellikle olta takımlarımızı çantalarından çıkarıp hiçbir şey yapamasak bile tozunu alıp iç çekrekten tekrar çantamıza yerleştiririz. İşte bu noktada balığa çıkmaya imkanımız elvermediği ama zamanımızın sıkıntılı geçtiği dönemlerde hem el işimizi biraz geliştirip bir nebze olsun balık tutma hevesimizi törpüleyecek minik ve yararlı uğraşlara değineceğim. Özellikle kış ayları anadoluda tatlı su balık avcıları için resmen buhran günleridir. Birçoğumuz bu günlerde kendini ordan oraya atsa da hiçbir şey balık avcılığını yapamamanın boşluktaki huzursuzluğu gideremez. Ben yıllardır hep aynı döngüde aynı sıkıntıları yaşamamdan mütevellit bu gibi durumlarda kendimi oyalabilmenin yollarını sürekli arayıp durdum. Öyle ki kış aylarında sazan avının kitabını yazdım ama nafile bilen bilir anadolunun ayazı öyle çetin ve serttir ki içinizdeki balık tutma alevini bile buza çevirir. Bu konuya yani kış aylarında balık avcılığı ve kış ayında sazan avı başlığı altında sizlere tecrübe ve deneyimlerimi gözlemlediğim kadarıyla daha sonra uzun uzun anlatacağım. Şimdi asıl konumuza dönelim. Kış günü şartlar elvermeyip balığa çıkamadığımıza göre can sıkıntımızı bertaraf etmenin en ideal yollarından biri de kendi malzememizi kendimiz yapmamızdır. Daha önce de değindiğim gibi balık malzememizi kendimizin hazırlaması hem el işimimizi geliştirdiği gibi kendi emeğimizle hazırladığımız her türlü balık avı malzemesi balığa her çıkışımızda bizim için ayrı bir gurur kaynağı olmakla birlikte malzememize olan güvenimizde artmış olur. En azından olta malzemelerimizin reaksiyonuna muavfık olarak balık avımızda daha hakim bir görüntü çizeriz. Bunu açmak gerekirse kendi elimizde uğraşarak emek harcayarak oluşturduğumuz bir şamandıranın taşıyabileceği kurşun ağırlığını en azından gözü kapalı biliriz. Bu bize avlakta harcayacağımız sürede çok büyük bir avantaj olarak tekrar geri dönecektir. Zaten bu işi hobi edinmemdeki en büyük etkenlerden birisi piyasada bulunan Şamandıraların hiç birinin ihtiyacımı karşılayacak niteliklere sahip olmamasıdır ki bu yüzden çoğu kez balık avının ortasında sinirlerime hakim olamayıp çıkıp gelmişliğim olmuştur. Şamandıra ile balık tutarken evla şamandıraların hafif ve zayıf oluşu diğer pahalı şamandıralarle ise uygun atışlar yapılamıyor olması beni bu türlü bir yola başvurmaya iten nedenlerden birtanesi. Konu açılmışken buna biraz değinmek istiyorum. Alttan fırdöndülü şamandıralar genellikle hedefe ulaştırabildiğiniz takdirde hassas ve suda dikine bir pozisyonda görünülürlüğü iyi olsa dahi uzun kullanımda yani en fazla bir av çıkarır ipinizin tiftik yapıp zedelenmesine gam yapmasına ve çoğu atışınızda takımın kurşunla birlikte şamandıraya dolanmasıyla son bulur. Bu şamandıları balık avlarınızda pek istemeyeceğiniz birşeydir. Heleki sazan gibi büyük avlar peşindeyseniz bu negatif durumlar tamamen aleyhinize olacaktır. Bundardır ki bu zamana kadar balık avlarımda edindiğim tecrübeler ve gözlemlerim neticesinde vardığım en iyi sonuç stoperli içten geçmeli şamandıraların kullanışlılığıdır. Resimlerde gördüğünüz şarap mantarından yaptığım şamandıranın avantajlarını sıralamam gerekirse boyutuna göre kaldırma gücü oldukça yüksektir yani 8-10 gram arası zeytin kurşunu rahatlıkla taşır. Bu size öküz gibi kocaman şamandıralar kullanarak balığı huylandıran kaba olta takımları yerine daha avcı daha hassas olta takımları yapmanıza olanak tanır. Özellikle şamandıralı olta takımlarında hassaslık çok önemlidir. Şamandıralı olta takımı kullanmaya karar vermek balık ile girişeceğiniz bir satranç oyunundan farksız olacaktır. Balığı kandırabilmek için bütün kozlarınızı kullanmak ve öngörülerinizin haklı çıkması sonucunda unutamayacağınız bir balık avı gerçekleştirmenize olanak tanır. İşte bu noktada şamandıralı olta kullanımı büyük bir hassasiyet ve özen gerektirmekte. Lafı uzattığımın farkındayım ama neyi ne için neye göre göre yaptığımız konusunda bir fikir edinmeniz açısından birazcıkta ufkunuzu genişletmek ve balık avına bakış açınızı değiştirip amatör olta balıkçılığının ne kadar komplike olaylar ve gözden kaçırılmaması gereken püf noktaları olduğunu sizlerle paylaşmakta yarar görüyorum. Şimdi tekrar konuya dönelim ve bilgileri tekrar hatırlayalım. Şarap mantarından yaptığımız şamandıranın taşıma kuvvetinin oldukça fazla olması sayesinde daha hassas olta takımları hazırlayabilmemiz yanında olta misinasının çubuk içinden geçirilip stoperle tutturulduğu düzeneklerde daha düzgün ve hedefi bulan atışlar da yapmamız mümkün olacaktır. Olta misinasına şamandıramızı stoper yardımıyla derinlik ayarı verebildiğimiz takımımız ayrıca monoflament misinamızın bir numaralı dostudur. Oltamızı her savurduğumuzda bu şamandıramız fırdöndülü şamandıralara nazaran havada daha az tur atacak ve gam yapma olasılığını minimuma indirecektir. Hatta bunu bir günlük av süresince dahi gözlemleyip farkedebilirsiniz. Şimdi misinanın içten geçtiği şarap mantarından yapılma şamandıramızın bize balık avımızda sağlayacağı faydaları öğrendiğimize göre yapım aşamasına geçebiliriz. Öncelikli olarak bize gerekli malzemeler bir tane ateş kırmızısı oje (bunun nedenini ilerleyen satırlarda anlatacağım) ihtiyacınız kadar şarap mantarı ki hemen hemen her yerde bol miktarda ve çok ucuza bulunur. Sıfır numara zımpara kulak çöpü birde maket bıçak. Malzemelerimizin hepsi bu kadar ve işin en iyi tarafı her bir şamandıra bize neredeyse bedavaya malolacak. Yani şöyle söyleyebilirim bi balza şamandıra fiyatına 10 tane daha kullanışlı şamandıra yapabiliyorsunuz. Yapım aşamasına geçmeden önce bazı uyarıları yapmamda fayda var zira çokta temiz bir iş olmadığı için ortalık fena batacak evliyseniz eşiniz değilseniz anneniz tarafından bir ton fırça yememek adına bu işi gizli kapaklı ve halı üzerine bişeyler serip denerseniz çok daha iyi olur. Zira kış günü bu işleri balkonda yapacak halimiz yok tabiki.

Gelelim işin en eğlenceli kısmına yani şarap mantarından şamandıra yapım aşamasına.
Öncelikle ilk işimiz şarap mantarını tam ortadan ince bir tornavida yardımıyla ya da şişle delmek bu işi çok dikkatli yapın çünkü şarap mantarından yaptığımız bu şamandıranın denge unsuru bu işleme bağlıdır ve en çok dikkat etmeniz gereken işlemde budur. Şarap mantarını dikey olarak tam ortadan bir örgü şişiyle dengeli bir şekilde deldiğinizi farzederekten diğer aşamayı anlatmaya başlıyorum. Tam ortasından deldiğimiz bu şarap mantarından şişimizi yada tornavidamızı çıkarmıyoruz ve maket bıçağı yardımıyla şamandıramızın alt kısmı olacak yeri huni şeklinde pek fazla inceltmeden yontuyoruz. Şarap mantarımızın üst kısmını ki şamandıramızın üst kısmı olacak yer desek daha doğru olur hafif ovallik verebilmek için tırnak ucu kadar köşelerini yine maket bıçağımızla düzeltiyoruz. Bu noktadan sonra maket bıçağıyla işimiz son buluyor sıra geldi bu yonttuğumuz şarap Mantarını zımpara yardımı ile pürüzsüz hale getirmeye. Zımpara kullanırlen dikkat edin çıplak elle zımpara kağıdını tutarsanız eliniz tahriş olup fazlasıyla acıyabilir. Eğer çok miktarda Olta Şamandırası Yapmak gibi bir niyetiniz varsa bunun da püf noktasını deneme yanılma yöntemiyle edindiğim tecrübelerle öğrendim. İki parmak kalınlığında bir çıtaya zımpara kağıdımızı dolandırıp japon yapıştırıcısı ile sabitlersek ki tırnak törpüsüne benzer bir şey elde etmiş oluyoruz işimizi hem daha hızlı hem daha az efor harcayarak hemde elimiz tahriş olmadan yapabiliriz. Hem de zamandan oldukça kazanmış oluruz. Bu pratik bilgiyi verdikten sonra zımparalama işimize devam edebiliriz. Şamandıramızın alt kısmını fazla inceltmeden sadece pürüzsüz hale getirecek kadar zımparalıyoruz. resimdeki gibi oval olsun yeterli. Bana göre en eğenceli tarafı boyama kısmıdır şimdilik iki aşamadan geçirdiğimiz şarap mantarının şamandıra vasfı kazandığını net bir şekilde gösterecek özel ve önemli noktalardan birisidir boyama işlemi. Gözlerim çok iyi görür yerdeki karıncayı bile sayarım diyorsanız hoşunuza giden bir renk kullanmanız tabiki en doğal hakkınızdır lakin benim gibi orta derece miyop bir amatör balıkçı için dikkat edilmesi gereken önemli noktalardan birisidir şamandıra rengi. Işığın karşıdan düştüğü gün batımı ve gün doğumunda göldeki yansımaların arasında kaybolup gitmesini istemiyorsanız Olta Şamandıranızıda buna uyfun renklere boyamanız gerekmektedir. Birçok renk kombinasyonunu bu şartlarda defalarca denemiş olduğum için en kötü şartlarda dahi olta şamandıramızı görebileceğimiz tek renk ateş kırmızısıdır. Bu rengi elde edebileceğimiz bir oje ne yazık ki piyasada pek bulunmuyor ama bu sorunu da en pratik şekilde çözebilecek kadar uzun zaman bu işlerle uğraşıp deneme yapacak zamanım oldu. Turuncu renk ojenin üzerine hafif pembe renkli olanı sürdüğümüzde mükemmel bi ateş kırmızısı şamandıramız olur. Ne fark eder ha kırmızı ha ateş kırmızısı demeyin çok farkediyor. Gölün üzerinde evde durduğu gibi canlı ve parlak durmuyor ne yazık ki. Tabiki sanayi tipi boyalar kullanıp daha profesyonel şamandıralar yapabilirsiniz ama ne var ki bu da maliyeti oldukça artıracak bir husustur o yüzden en makul ucuz yollu olanı ojedir. Zira apolar bir madde olduğu için sudan hiçbir türlü etkilenmeyecek tam olarak ihtiyacımızı karşılayacaktır.
Bu bilgiler ışığında boyama işlemimiz bittiğine göre şimdi kurumasını beklediğimiz şamandıramızın içinden şişi dikkatlice çekiyoruz ve baş kısımlarından pamuklarını aldığımız kulaç çöpünü tam ortadan geçirip işlemimizi bitiriyoruz. Son olarak kafa kısmına görünürlüğü artırmak için kırmızı renkte ortası delikli boncuk yada yumuşak eva plastgikten kestiğimiz bir parçayı takıp onu da boyuyoruz böylece işlemimiz bitmiş ve yeni bir şamandıra elde etmiş oluyoruz. Neden bu kadar uğraştık derseniz yukarıda bahsettiğim gibi bu bir hobi ve uğraşıdır her zaman amatör balıkçılığı biraz daha değerli hale getirip balık avlarımızdan zevk almamızı sağladığı gibi kendi emeğimizle oluşturduğumuz bu olta malzemelerinin başarılı sonuçlar elde etmesini görmek balık tutma zevkini size doyasıya yaşatabilecek minik ayrıntılardır. Ben balık avlarımda genelde bu türlü amatör ruhu yaşamayı ve avlağa varmadan yaşadığım her süreçte farklı emekler vermiş olmanın hazzını tatmayı kendiminde doğanın bir parçası olduğum hissini yaşatıyor. Benim belkide kıymet verdiğim en güzel duygulardan birisidir bu. Bana göre amatör balıkçılıkta balığa gitmek asla balığı tutup livara koymak olmamıştır hiçbir zamanda olmayacaktır. Kendini doğanın bir parçası olarak hissetmekten daha güzel tattığım hiçbir duygu olmamasından dolayı bu işi severek ve hevesle yapıyor her ayrıntıya dikkat edip gözlemleyebiliyorum. Bunun gibi ufak uğraşılar sizi amatör olta balıkçılığına daha fazla bağlayıp çevreyi ve doğayı doyasıya yaşamanıza imkan tanır. Bu ufak nüanslar hayatınızı değiştirecek yaşamandan zevk almanızı sağlayabilecek minik ayrıntılardır. Tabiki herkes bu olaya böyle bakmayacak bana katılmayacak olabilir ama işin değişmez özü herzaman buydu ve herzaman bu olacaktır. Saygılarımla ve selametle diğer yazılarımda görüşmek üzere.
Usta Balıkçı Işbara






Konu ile ilgili olabilecek başlıklar: Şarap Mantarı
Şamandıralı olta nasıl yapılır
Şamandıralı olta nasıl kullanılır
Şamandıralı olta ile balık tutma
mantarlı olta ile balık tutmak

yılan balığı nasıl yakalanır? yılan balığı yakalama teknikleri.

YILAN BALIĞI

yılan balığı nasıl yakalanır? yılan balığı yakalama teknikleri.



Yaşam hikâyeleri düşünüldüğünde en ilgi çekici birkaç balıktan birisidir yılan balığı. Yanlış olduğunu bilmeksizin çoğu insanın düşündüğünün aksine şekil ve dolayısı ile isim benzerliği dışında gerçek yılanlarla herhangi bir akrabalıkları yoktur. İnce uzun ve yılanvari gövdesi ön kısımda silindirik bir yapıda olup anüsten sonra kuyruğa doğru yanlardan yassılaşmaya başlayarak bir yüzgeç özelliği kazanır. Diğer balıklardan farklı olarak sırt, kuyruk, anal ve karın yüzgeçleri birleşerek vücudun arka yarısını üstte ve altta boylu boyunca kateden tek bir yüzgece dönüşmüştür. Yayın ve karabalık gibi pulsuz bir deriyle kaplı görünmesine rağmen bu deri içerisine gömülü halde -gözle görülemeyecek kadar küçük- binlerce pula sahiptir. Deriyle örtülü olan solungaç yarıkları yan yüzgeçlerin önünde küçük bir delikle dışa açılır. Baş ucunda tüp şeklinde burun delikleri bulunan yılan balıklarının çeneleri tek sıralı ve küçük diş dizilerine ev sahipliği yapar. Vücut rengi yaşa göre bazı değişimler sergilemekle birlikte ergin dönemde koyu gri-siyahtan koyu yeşil ve koyu kahverengi tonlara değin bir dizi farklılık gösterir. Yetişkin hale gelmiş dişi bir yılan balığının genel rengi sarımsı-kahverengi olmasına karşılık erkek balıklar hem onlardan daha küçük hem de siyahidirler.
Yılan balıkları sadece beslenme ve büyüme sürecini tatlı sularda geçirirler. Üreme ise yaşamlarını ilginç kılan ve hâlâ bazı önemli bilinmezleri barındıran gizemli bir olgudur. Üreme tüm dünyada sadece güney Amerika kıyılarından Atlantiğe bakan Meks*ka Körfezi'nde, Sargossa Denizi olarak bilinen mevkinin derinliklerinde şekillenir. Diğer bir ifadeyle Japonya'dan yola çıkan yılan balığı da Türkiye'den ya da İngiltere'den yola çıkan diğer yılan balıklarıyla aynı yere -doğruca Sargossa Denizi'ne- doğru binlerce kilometrelik bir yolculuğa çıkar. Üremeyle ilgili bilinen gerçeklerden birisi de yetişkin yılan balıklarının on yılı aşkın tatlı su yaşamından ve üstesinden geldikleri onca zorlu yaşam mücadelesinin sonunda sadece bir kez döl vererek bunun sonrasında öldükleridir. Denizle bağlantısı kesilmemiş tatlı su havzalarında 10-12 yaşını aşmış yetişkin bireylere şimdiye değin rastlanmamış oluşu ve yarım yüzyıldır küresel anlamda yapılan markalama çalışmalarında geriye döndüğü tespit edilen bir bireye dahi rastlanılmaması, bu tespiti sağlamlaştıran en önemli kanıtlardır.

Yılan balıkları özellikle gece aktifleşen etobur canlılardır ve bulundukları merada yaşayan her türlü küçük canlıyı besin olarak tüketirler. Gün içerisinde taşlık-kayalık kuytuluklarda, dehliz ve oyuklarda gizlenen balıklar geceyle birlikte ciddi bir hareketliliğe girerek gün doğumuna değin beslenmeyi sürdürürler. Özellikle akarsuların sazlık, kamışlık kıyı dokusu yakınında yaşam sürdüren yılanbalıkları solucan gibi karasal orijinli yumuşakçalarla ve kurbağa gibi amfibyumlarla yemlenmiş dip bırakmalarıyla kolaylıkla yakalanırlar. Çoğu zaman yayın, karabalık ve tatlı su kefali için kullanılan yemli dip bırakmalarına da itibar ettiği olur.

Yurdumuzun hemen hemen tüm akarsularında bulunan yılan balıklarının son yıllarda aşırı miktarda ve boy seçiciliği olmayan gereçlerle bilinçsizce avlanması yetmez gibi beslenme sahaları üzerine kurulan baraj ve benzeri su yapılarında buraya ulaşan balıkların yapının diğer tarafındaki yukarı yahut aşağı havzaya geçişlerine olanak tanıyacak balık geçitlerinin ihmal edilişi veya çalışır durumda tutulmayışı gibi diğer nedenlerle hayli azaldığını görmekteyiz. Ne yazık ki yukarıda anlatılan türe özgü üreme etkinliğinin değişmez prensipleri gereği insan eliyle üretimi teknik olarak mümkün olmayan yılan balığına dönük mevcut tüketim talebinin tamamen doğal stoklar üzerinden karşılandığı gerçeği sürekli ihmal edilmekte, koruma ve kontrol mekanizması bunun gibi üremek adına denize çıkış önceliği olması gereken türlerde etkili olarak işletilememektedir. Buna karşılık oldukça uzun ve zahmetli yaşam mücadelesinin sonunda sadece bir kez üreme şansı bulunan yılan balıklarının hiç yoksa bundan ötürü hakettikleri saygıyı görmeleri gerektiğine inanıyorum. Olta balıkçıları olarak bizlerin, üzerinde yaşadığımız coğrafyayı bizlerle paylaşan diğer canlıları hele hele ortak ilgimizi oluşturan balıkları iğnemizin ucunda olmadıkları zamanlarda nasıl yaşadıkları sorgusuyla tanımaya çalışmamız, bunun da ötesinde her yeni bilgi ve gözlem ile doğaya ve barındırdıklarına bir oltacı olarak saygı duymayı öğrenmemiz gereklidir. ÖZetlediğim bu bakış açısı oltacılık konusunda bilinçlenmenin ilk ve sizlerle paylaştığım öğretinin en önemli adımı olarak kabul edilmelidir.


YEMLER

Canlı Yemler Toprak solucanı



Turna Balığı Nerelerde Bulunur? Turna Nasıl Yakalanır?

TURNA

Turna Balığı Nerelerde Bulunur? Turna Nasıl Yakalanır?



Turna balıkları farklı görünümüyle diğer tatlı su yırtıcı balıklarından kolaylıkla ayırt edilebilen ve oldukça hızlı bir balık olan turna balığı etkileyici karakterlere ve muazzam bir görüntüye sahip balıklardır. baskınlık kurdukları her bölgede besin piramidinin en tepesinde yer alan bu yırtıcı balıklar, aynı türde diğer balıklar turna yavruları da (turnalar) dahil olmak üzere her türlü yutabilecekleri canlı üzerinden seçici davranmaksızın doymak nedir bilmeden beslenirler. hatta merada rastladıkları su kuşlarından kıyıda gezen farelere kamışlıklarda yuvalanan fareler gibi diğer küçük kemirgenlerden kurbağa ve semender gibi iki yaşayışlılara kadar hemen her türlü canlıyı, baş edilmesi zor bir avlanma baskısı altına alarak tüketirler.
Hidrodinamiğe ilgili bir mühendisi kıskandıracak nitelikteki torpil şekilli uzun silindirik vücudu yanında, vücudunun oldukça gerisinde, neredeyse birbiriyle aynı hizada ve eş büyüklüğe sahipi -altlı üstlü- sırt ve dışkıl yüzgeçleri turnanın güçlü kuyruğuyla oluşturduğu itkiyi kontrol ederek şimşek hızında atılmalar ve kısa menzilli fişeklemeler yapabilmesine olanak tanır. Hemen her büyüklükteki durgun su alanında ve ırmakların nispeten serin aktığı derin yataklı bölgelerde tek başlarına yaşarlar. Sualtındaki yoğun bitki koruluklarıyla kıyıdaki kamışlıkların etrafını seven, buralarda gizlenerek yakınından geçen canlıları pusuya düşürerek geçinen gözüpek yırtıcılardır.
Vücutları genel olarak esmer tonlu sarımtırak yeşil renkte olup -yaşa ve meraya göre değişmek koşuluyla- genç bireylerde karına doğru inen düzensiz şeritlere ve daha yaşlı bireylerdeyse iri esmer benekli karışık desenlere rastlanır. Başlarının önemli bir bölümünü oluşturarak hayli iri dişlerle donanmış büyük ağızları neredeyse dev bir ördek gagasını andıran kendine özgü şekliyle turnanın sahip olduğu en belirgin görsel karakterdi şekillendirir. Ağzın ön ucunda altçenenin üstçeneye göre biraz daha ileri çıkık olduğunu rahatlıkla görebilirsiniz. Ağız kenarlarında, enseyle göz etrafında fark edeceğiniz küçük ve sıralı gözenekler, balığın hem bulanık suda hem de karanlıkta yakınındaki alanı fizik ve kimya yönünden algılamasına yardımcı duyu hücrelerine açılan küçük kanalcıklardır.
Yem olarak her türlü tatlı su balığı ve çaça, sardalye, hamsi gibi deniz balığının canlı ya da ölü olarak kullanıldığı şamandıralı bırakma donamları turna için yeterlidir. Bununla birlikte no.3 ve üzeri boydaki düz ve dalgalı şekilde bükülmüş döner kaşıklar, düşük hızlı sarımlarda bile kolay yalpalanan geniş ve çukur yalpa kaşıkları, yüzeyden ve orta sudan gelen 5-15 cm aralığındaki tüm yapay yemler, zokayla donatılmış sasiler ve yemli döner kaşıklar turna oltacılığında kullanabileceğiniz diğer donamları örneklemeye yeterlidir. Özellikle turuncu ve kırmızı sırtlı yalpa kaşıkları ve meraya bağlı olmak koşuluyla orta sudan sürütülebilecek 7-12 cm.lik sahte balıklar turna avında başarısı bilinen belirgin yapay yem gruplarıdır. Turna oltacılığında bırakma donamların kullanılması durumunda, bulunulan meranın tabanı su bitkileriyle kaplı olan ve tercihen kıyıdaki saz ve kamış öbekleriyle perdelenen -zayıf akıntılı veya tamamen durgun- bölgelerini denemenizi öneririm.

YEMLER

Canlı Yemler Kurbağa, semender, tüm tatlı su balıklarının genç bireyleri
Taze Yemler Kurbağa, semender, tüm tatlı su balıklarının genç bireyleri yanında benzer boy ve yapıdaki deniz balıkları
Yapay Yemler Döner kaşıklar (spinner), Yemli döner kaşıklar (spinnerbait), yalpa kaşıkları, yüzeyden gelen ve kısmen dalan sahte balıklar (voblerler)

tatlı su levreği perch nasıl yakalanır? Nerede bulunur?

TATLI SU LEVREĞİ

tatlı su levreği perch nasıl yakalanır? Nerede bulunur?


Göl ve göletlerle büyük akarsuların nispeten ağır akışlı olduğu bölgelerinde yaşayan en önemli tatlı su yırtıcılarındandır. Trakya yöresinde kaya levreği, testere gibi yerel isimlerle de tanınan tatlı su levreği bu yönüyle pilatikayla karıştırılır. Özellikle Ankara merkezli iç Anadolu yöresinde İngilizce adının telafuzu ile 'pörç' (perch yazılır) ve 'Amerikan levreği' şeklinde devşirme isimlerle anıldığına rastlansa da bunlar -geçmişten bugüne değin Türkçe bir isme sahip olan- yerli 'tatlı su levreği'miz için hayli talihsiz birer tanımlamadır. Bazen akarsuların denize döküldüğü ve acı su özelliği kazandığı mansaplarda da görülebilirler. Özellikle tabanı yer yer kayalık kırmalık meralara sahip, ağaç enkazlarına rastlanan bölgelerde dibe yakın şekilde yayılırlar.
Soğuk mevsimde farklı yaş ve büyüklükteki levrek bireylerinden oluşan kalabalık sürüler oluşturdukları bilinirken yaz döneminde daha kopuk ve bireysel davranışlar sergilerler ve sualtı bitkilerinin yoğun olduğu kıyı önündeki erişteliklere yönelirler. Yaşadıkları merada varlık gösteren her türlü küçük balık, başkalaşımını suda geçiren iri böcek larvaları, kurbağa iribaşı ve semender gibi iki yaşayışlılarla beslenirler. Vücut özellikleri açısından diğer bir tatlı su yırtıcısı olan sudağı andırılar. Bu yönden çoğu kere sudağında tatlı su levreği olarak adlandırıldığına şahit olabilirsiniz. Belirgin şekilde kambur yapı sergileyen ensenin bitiminde, ilki büyük ve sert yüzgeç ışınlarından oluşan iki adet sırt yüzgecine sahiptirler. İlk sırt yüzgecinin sivri ve sert ışınlardan oluşan karakteristik yapısı kuzey batı meralarında neden testere olarak adlandırıldığını açıklamaya sanırım yeterlidir. Bu yüzgecin -kuyruk yönünde- gerisinde oldukça koyu renkte belirgin bir lekeye sahip oluşunu tatlı su levreğinin sudak gibi kendine benzer balıklardan kolaylıkla ayırt edilmesini sağlayabilecek önemli bir görsel karakter olarak değerlendirebilirsiniz. Vücudu sırt kısmında esmer tonlarda koyu hâkî-gri olup yanlara doğru açık sarı ve kirli beyaza dönüşür. Vücut yanlarda 5-9 adet koyu renkli ve dikine inen bantla bölünmüştür. Dışkıl yüzgeç ile kuyruk yüzgeci turuncu-kırmızımtırak bir renktedir ve bu görüntüsüyle oldukça endamlı orta s*klet tatlı su yırtıcılarıdır.
Özellikle toprak solucanı ve canlı balıkla yemlenmiş her türlü şamandıralı orta su ve dip bırakmalarıyla tatlı su levreği yakalanabildiği gibi, başta no.2-no.3 döner kaşıklı yapay yemler olmak üzere zokalı sasilerle de zevkle yakalanırlar. Oldukça iştahlı balıklar olduklarından yaz periyodunda kıyıya yakın sualtı koruluklarının etrafından sürütülecek 3-5 cm.lik dalan sınıf sahte balıklarla (voblerlerle) başarılı şekilde yakalanabilirler. Doğal olarak yurdumuzun kuzey batı bölümüne giren orta ve batı Karadeniz, Marmara ve Trakya bölgelerinde dağılım gösteren tatlı su levreği, balıklandırma çalışmalarıyla iç Anadolu ve güneydoğu Anadolu bölgelerindeki çeşitli havzalara da aşılanmıştır.

YEMLER

Canlı Yemler Toprak solucanı, kurbağa iribaşı, semender, tüm tatlı su balıkların birkaç santimetrelik genç bireyleri
Yapay Yemler no.1-no.3 arası döner kaşıklar (spinner), yemli döner kaşıklar (spinnerbait), muhtelif tip ve boyda yalpa kaşıkları, dalan sahte balıklar, 5-10 gr zokalı 4-6 cm.lik sasiler


TATLI SU KEFALİ (Kasna) Nasıl Yakalanır? Bulunduğu yerler.

TATLI SU KEFALİ (Kasna)

TATLI SU KEFALİ (Kasna) Nasıl Yakalanır? Bulunduğu yerler.



Kasna, ağzıbüyük, akçabalık adlarıyla da anılan tatlı su kefali, isminden anlaşılacağı gibi tatlı su havzalarının -özellikle berrak ve nispeten hızlı akan- çaylarında avcı özellikleriyle öne çıkan bir balıktır. Bu yönüyle orta irtifalı bölgelerin akarsularında ve bu sulara bağlantılı göllerde olta balıkçılığı açısından önem taşıyan türlerin başında yer alırlar. Güçlü bir kuyruk yüzgecine sahip olan tatlı su kefali sahip olduğu hidrodinamik vücut yapısıyla kıyının 40 metreye kadar önündeki açıklıklarda yüzeye yakın şekilde yayılım gösterirler. Bu esnada sık sık sıçrayışlar yaparak avlanan kefaller yüzey suyundaki her türlü hareketliliğe olabildiğince ilgilidirler. Tatlı su kefalinin yayılım gösterdiği meralarda, gün içerisinde, kıyı önlerine yakın olup ağaçlar tarafından gölgelenmiş alanların özellikle su yüzeyi ve yüzeyin hemen altını değerlendiren yapay yem gruplarıyla taranması kolaylıkla birkaçının yakalanmasını sağlayacaktır. Işık şiddetinin düştüğü ve güneş ışınlarının eğik açıyla geldiği sabah ve akşam üstü saatlerinde ise dağınık şekilde sürülenerek meranın hemen hemen tüm kıyısında etkinlik gösterirler.
70 cm civarında boya ulaşabilen yetişkin tatlı su kefalleri, orta büyüklükteki düzgün sıralı pulları ve nispeten silindirik yapıdaki vücutlarıyla oldukça etkileyici yapısal özellikler sergilerler. Esmer tonlardaki koyu renkli sırt kısmından karın bölgesine doğru kirli beyaz, açık sarı tonlara dönüşen donu yer yer yeşilimsi mavimtırak metalik yansımalar oluşturur. Koyu renkte ki sırt yüzgecine karşılık karın yüzgeçleri ve anal yüzgeci hafif tonda turuncu renktedir. Nispeten silindirik ve uzun yapısından dolayı adaş tutulduğu (denizel) kefallerle esasen herhangi bir yakın akrabalığı olmayan kasnalar, gün içerisinde bulabildikleri hemen her türlü besini değerlendiren obur balıklardır. Her türden sucul böceği, karasal böcekleri, balık ve semender gibi amfibyumların yumurta, larva ve genç bireylerini avlayarak su bitkilerinin taze sürgünlerini ve tohum öbeklerini de iştahla tüketirler

Sinek, böcek, balık taklidi 3-8 gr.lık küçük voblerlerle ve döner kaşıklarla başarılı şekilde yakalanırlar. Bunun yanında bulundukları çayların dirseklerinde rastlanan kör alanlarda şamandıralı yüzey bırakmalarının ve yemli orta su bırakmalarınında olumlu sonuçlar verdiğini belirtmeliyim. Yurt genelinde hemen hemen tüm tatlı su havzalarımıza yayılmış olan tatlı su kefalleri orman içi alanlardan, yer yer tatlı suyun denizle birleştiği mansaplara kadar çok çeşitli bölgelerde dağılım sergileyen yaygın balıklardır. Anadolu'nun güney yöresinde, güneydoğu ve özellikle Çukurova havzasında yer alan diğer bir tatlı su kefali türü de akkefaldir (Squalius lepidus). Kasnadan farklı olarak parlak gümüşi beyaz bir renge sahip olan akkefal, daha derin çatallı kuyruğu ile kasna'dan kolaylıkla ayırt edilir. Her iki türde gerek biyolojik özellikleri ve gerekse ekolojik istekleri yönünden oldukça yakın olduklarından aynı çevrelerde dağılım gösterip tek bir merada birlikte av verebilirler.


YEMLER

Yazarın tatlı su kefali için önerdiği olta yemleriCanlı Yemler Toprak solucanı, çekirge, sivrisinek balığı (gambusya)
Taze Yemler Tavuk ciğeri
Yapay Yemler no.1-no.3 arası döner kaşıklar (spinner), yemli döner kaşıklar (spinnerbait), muhtelif tip ve boyda yaş veya kuru yapay sinekler (bkz. Uçurma Balıkçılığı), böcek şeklinde ki yüzey voblerleri, 5-10 gr zokalı 4 cm'lik sasiler

Kızılkanat Balığı Nasıl yakalanır?

KIZILKANAT



Adına ilham veren koyu renkli sırt yüzgecinin dışındaki turuncu kırmızımtırak tek yüzgeçleri ve nispeten yanlardan basık, oval şekilli vücuduyla oldukça güzel görünümlü bir balıkıtr. Vücudun yanı parlak gümüş renginde olup tamamı dış kenarı koyu renk kontürlü ve iri sayılabilecek düzgün sıralı pullarla örtülüdür. Kızılkanatlarda gözbebeğinin etrafı turuncu-kırmızı harelidir. Bu yönüyle kızılgöz (Rutilus rutilus) ile yakın benzerlik göstermesine rağmen geniş ve oval vücut profiliyle ondan kolaylıkla ayırt edilebilir. Sırt kısmında koyu esmer tonda yeşil-kahverengi olan donu, karın bölgesinde beyaza döner. Oldukça ağır hızda ortalama 25-30 cm boya kadar büyüyebilen yetişkin bireylerden oluşan küçük gruplar, nispeten yumuşak iklime sahip göllerin ve ağır akan ırmakların sığlıklarında yayılırlar. Özellikle kıyı önündeki eriştelik meralarda, bitki varlığı yönünden zengin sualtı koruluklarının ve çevresinin müdavimidirler. Söz konusu alanların sunduğu zengin organizmalar üzerinden geçinen kızılkanatlar avize otu, civan perçemi (bin yaprak otu) gibi bazı su bitkilerinin taze sürgünlerini, çeşitli böcek larvalarını, balık yumurtalarını ve diğer sucul yumuşakçaları tüketirler.
Vücut eksenini ortalayarak başın önünde konumlanmış küçük ve dişsiz ağızları vardır. Kızılkanatlar, toprak solucanı, çekirge, sinek, çeşitli kınkanatlılara ait tombul larvalarla veya pişmiş ekmeğin gevrek kabuğu ve içinin hamuruyla yemlenmiş şamandıralı yüzey bırakmaları ve orta su bırakmalarıyla yakalanırlar. Şamandıralı bırakmalarla yapılan oltacılıkta belirli alanların yemlenerek hedef balığın etkinlik süresince merada tutulmaya çalışılması, benzer karakterli diğer balık türlerinde olduğu gibi kızılkanat oltacılığında da olumlu sonuçlar vermektedir.
Ülkemizde doğal olarak yayılım gösterdiği alanlar orta Anadolu''dan kuzeye kadar olan tüm bölge ve Trakya'daki tatlı su havzalarıdır.

OLTA DONANIMI



YEMLER

Canlı Yemler Toprak solucanı, küçük çekirgeler ve böcek larvaları
Hamur Yemler Pişmiş ekmek hamuru

Aynalı Sazan Avı ve Kullanılacak Yemler

Avlanma şekilleri :

2 tür avlama şekli vardır.





a) Dip oltası ile
b) Şamandıralı oltalar ile

a) Dip oltası : Bu avlanma şekli eğer 3 oltanın üzerine çıkarsa amatör balıkçılık sayılamaz. O nedenledir ki sirkülerde belirtilen ;
" İÇ SULARDA AMATÖR BALIKÇILIK; ÜZERİNDE EN ÇOK 2 İĞNE BULUNAN TEK VEYA BİRER İĞNE BULUNAN 2 OLTA İLE YAPILABİLİR. BUNLARIN DIŞINDAKİ HER TÜRLÜ AVLANMA VASITALARININ KULLANILMASI YASAKTIR. ANCAK KÜSPE İLE SAZAN AVINDA VE EKMEK İLE KEFAL AVINDA BEDENİN AYNI NOKTASINDAN ÇIKAN İKİDEN FAZLA KÖSTEK KULLANILABİLİR. OLTA UCUNA AĞ (TIRIVIRI) V.B. ARAÇLAR TAKILARAK AVCILIK YAPILMASI YASAKTIR "


Küspeli Dip oltası : Piyasadan alınacak olan 2 x 2 veya 4 x 4 cm lik küspeler ortasından matkap vasıtası ile delinir. Bu delikten piyasada bulunabilecek vidalı takıma monte edilir. Üstünden veya altından 3 veya 4 adet iğne bağlanır. İğneler bağlandıktan sonda Bedene 30 - 40 cm sonda bir fırdöndü bağlanır ve diğer ana beden 50 metre veya daha fazla makaraya sarılır. Av yerinde iğnelerin ucuna hamur, mısır, üzüm takılarak atılır. Küspe (mısır - ayçiceği) kokusu ve içerdiği yağ nedeni ile balığı çağırır. Boşluğu alındıktan sonra Kıyıya çakılan ucu çentikli kazığa iliştirilir makara geride bir taşa bağlanır. Kazık ile olta arasına zil takılır balık oltaya geldiği zaman bu zil çalarak ikaz eder. Aynı olta takımı mısır küspesi ile de yapılır. Prensip aynıdır.

Hamurlu Dip Oltası : Piyasada bulunabilen ağırlıkla yay alınır. Küspeli oltada olduğu gibi iğneler ve fırdöndü bağlanır. Hamur (TERTİPLERİ YEMLER BÖLÜMÜNDE VERİLMİŞTİR) bu yayın içine sıkılarak doldurulur, iğneler mısır veya üzüm takılarak bu hamura yapışması sağlanır ve suya atılır. kıyıdaki kazığa bağlanır ve zil takılır.
Boili (Pişirilmiş hamur topları) Dip Oltası : Bu olta türü ülkemizde uygulanmağa yeni başlayan bir av türüdür. Aşağıda verilmiştir. Tek sorun Avrupa da kilo ile satılan yemlerini sizin yapmanızdır. Ancak bu avlanma şeklinde avlanılacak bölgenin çok iyi yemlenmesi gerekmektedir. Yem yapımı bölümünün 8. maddesinde anlatılmıştır.


b) Şamandıralı sistem : Bu sistemde amaç balığın yakalanıp yakalanmadığını görmek için kullanılan dikkat çekici renklere sahip şamandıralardır. Yapımı çok basittir. Elle ve kamışla atılması kolay ve kullanışlıdır. Misinanızı yere sağmadığınız için dolaşmaz balığı kıyıya çekmekte çok kolay olur.

Makinede sarılı 0.35 iyi bir misinaya önce stoper takılır bu suyun derinliğini ayarlamak için en iyi yöntemdir ve atış sırasında size büyük kolaylık sağlar. Stoperden sonra gezer şamandıra ve hemen arkasına gezer kurşun ve fırdöndü takılır. 40 - 50 cm lik ucuna iğne takılı iğne fırdöndüye bağlanır. Suya atılan olta şamandıra ile birlikte suya dalıyorsa su derin demektir bu durumda stoper yukarıya doğru çekilir ta ki şamandıra suda diklemesine durana kadar ayarlama devam eder ucuna mısır, üzüm, hamur, solucan takılır. Burada dikkat edilecek en önemli husus yemin balık önce koku ile çağırılıp daha sonra da görülmesinin sağlanmasıdır. Dibin yosunlu veya bitkili olması yemin görülmesini etkiler.


YEMLERİ :

Sazan balığı için kullanılan yemler şunlardır. Solucan, hamur, haşlanmış mısır, düdük makarna (Az haşlanmış), mısır unu, un, şeker, vanilya ve diğer kokular, peynir suyu, balık unu, ayçicek yağı, ayçiçeği küspesi, mısır küspesi, kuru üzüm, civciv yemi, yumurta, soya unu, kedi köpek maması gibi. Burada amaç yemlere koku ve tat vermekten ibarettir.
Bu malzemelerden değişik yem tertipleri üretmek mümkündür.

BOİLİ:
Sazan için en birinci yem.(Özellikle büyük balık için ) Hazırlanması ve alıştırılması eziyetli, ancak verim oranı maksimum. Ama ilk balığınızı alabilmeniz için yemleme şart.
SOLUCAN:
Sazanın dayanamadığı bir yem, bence boili den sonra ilk numara. olumsuz bir tarafı var, küçük sazanlar da bayılıyor. Ufak sazanların dolaşmadığı derinliklere atarsanız, büyük sazan yakalama şansınız artar.
MISIR:
Konserve mısır, kolay iğneden kurtuluyor, ufak sazanlar, kızılkanatlar didikliyor. Koçanından koparılmış taze mısır daha verimli, ama her sezon bulunamıyor. Bir de küllü kart mısır var, daha iri taneli, daha sağlam. Hayvan yemi olarak kullanılan bir kilo iri taneli mısır, iki çorba kaşığı ağaç külü veya iki çay kaşığı karbonatla birlikte kaynatılıyor.(Zarını patlatıp, şişmesi için.) Taze olarak kullanılırsa daha iyi olur.
ET KURDU:
Eti uzun bir süre açık havada beklettiğiniz zaman kutlar oluşuyor. İğneye ucundan öldürmeden 2-3 tane takılırsa balık geliyor. Ama ufak balıklar çabuk atlıyor.
AYÇİÇEK KÜSPESİ:
Kalın bir kibrit kutusu kadar kesilmiş preslenmiş ay çiçek küspesi etrafına serbest halde 6-7 ad.1-1,5 cm.lik köstekler bağlanıyor. İğnelere mısır veya solucan takılırsa verim artabilir. Malzemecilerde hazır olarak satılıyor.
YAYLI OLTA:
Yay biçiminde hazırlanmış çakmak büyüklüğünde tellerin içine koku vermesi amacıyla hamur sıkılıyor. Ay çiçek küspesinde olduğu gibi köstekler takılıyor. İğnelere mısır veya solucan takılıyor.
KENDİR TOHUMU:
Kendir tohumları çok ufak, kaynatınca bile oltaya takılacak kadar olmuyor.
HAMUR:
Ekmek içi, mısır unu, un ile hazırlanıyor. Katkı maddesi olarak vanilya, karabiber, tuz, kakao, bal, zeytin yağı, çiçek yağı, bal, şeker, yumurta, akvaryum balık yemi, ayçiçeği küspe tozu, pekmez, misk-i amber,malzemecilerde satılan özel kokular v.s. kullanılabilir. Ekmek içiyle hazırlanan daha dayanıklı oluyor. Odunlu fırında pişmiş ekmek tercih edilmeli. Matador fırında pişmiş ekmeğin verimi düşük. Hazırlanan hamurların dayanıklı olması için hamuru karıştırırken içine pamuk katılabilir. İğneye takılacak kadar yuvarlak yemler hazırlanıp, 5 dk. sıcak suda pişirilirse uzun süre dağılmadan suda kalıyor.
ÇEKİRGE:
Çekirge yakalayıp takabilirsiniz.
CANLI BALIK ( GÜMÜŞ ):
Sazan irileştikçe vahşileşir. İri sazanların bulunduğu derin sulara atabilirseniz şansınız yüksek olur.
MISIR KÜSPESİ:
Ay çiçek küspesi gibi kullanılır.
MAKARNA:
Hafifçe haşlanmış düdük makarna kullanılıyor.
DANABURNU:
İri sazanlar için geçerli.
KURU ÜZÜM:
İri, siyah üzüm.
İRMİK:
Bulunduğunuz gölün suyuyla ıslatıp macun haline gelene kadar karıştırarak kullanın.
KAŞAR PEYNİRİ:
Küp halinde kesilip takabilirsiniz.
DUT:
Taze dut tercih edin eğer mevsim itibarı ile bulamazsanız kurusuda olur yalnız pekmezde bekletilmiş halde kullanırsanız şansınız kuvvetlenir.
PATATES:
Çiğ veya hafifçe haşlanmış olarak iğneye takabilirsiniz.
HUBUBAT:
(Kuru fasulye, bakla, bezelye,nohut vb.): İyice pişirip hamur halinde kullanabilirsiniz.
TAHIL:
(Buğday, arpa...): Küçük sazanlar bayılıyor. Ama, mısır taktığınız iğnenin ucuna geçirilebilir.
EVDE YAPILABİLECEK YEMLER

A- BASİT HAMUR

1 çay bardağı mısır unu
3 çay bardağı beyaz un
3 paket vanilya
1 Yumurta tamamı
1 çay bardağı kaynamış nane suyu
1 avuç toz şeker
YAPILIŞI
Bunları çiğnenmiş sakız kıvamına gelinceye kadar karıştır ufak toplar haline getirip kullanabilirsin.

B- BOİLİ

400 gr İrmik
200 gr Soya unu
200 gr Mısır unu
200 gr Süt tozu
8 veya 9 Yumurta
1 çay bardağı zeytin yağı
1 çay bardağı likit glikoz
4 ml konsantre vanilya aroması
1 çay kaşığı kırmızı gıda boyası
1 çay bardağı süt

YAPILIŞI:
İlk gruptaki unları bir kapta karıştırdıktan sonra ayrı bir kapta 8 adet yumurta boya glikoz ve aromayı çırpın sonra sıvı karışımdan diğerine azar azar dökerek yoğurun yoğururken zeytin yağı ve sütü ekleyin eğer fazla koyu bir kıvam olursa 9. yumurtayı kırın sonra hamurumuza şekil verip ( küçük misket şeklinde taneler ) kaynayan suya atıp 3 dakika kaynatın kaynar sudan aldıktan sonra soğuk su dolu bir kaba atın sonra buradan süzgeçle alıp havadar bir yerde bekletip dinlendirerek kullanın.

C- PEKMEZLİ PATATES

Patates haşlandıktan sonra kapalı bir kabın içine pekmezi ve patatesi koyup 1 gün bekletildikten sonra iğneye yem olabilecek büyüklükte kesin sazan bu yemin kokusuna bayılır.

D- PEKMEZLİ HAMUR YEMİ

Pekmez
250gr un
50gr mısır unu
1 paket vanilya
5 yumurta sarısı
Yarım çay bardağı şeker
çay bardağı süt
YAPILIŞI:
Bu karışımı karıştırıp yoğuruyoruz ( fazla ince veya kalın olmayacak şekilde ) oltaya takmak istediğimiz ebatlar halinde misketler yapıp kaynamakta olan pekmezli suda 3 dakika haşlıyoruz süzgeçle alarak 15 dakika dinlendirip kavanoza koyun.

E- TENDİRDİYOTLU HAMUR YEMİ

Buğday unu
Mısır unu
Vanilya
Yumurta sarısı
Tuz
Pamuk
Tendirdiyot
YAPILIŞI:
Az buğday unu,az mısır unu,az vanilya,yumurta sarısı,az tuz,az pamuk,az tendürtiyot bunları güzelce yoğur misket gibi yap kaynar suda 2 dakika haşlayıp bir süzgeçle alarak gölgede kurumaya bırakın 20 dakika sonra kullanmaya hazırdır.

F- SEHRİYEDEN YEM YAPILMASI

Bir paket Şehriyeyi bir kaba koyup kaynamış su ilave edin hamur gibi yoğurun sonra o hamurdan misket büyüklüğünde koparın sonra hepsini yeniden kaynar suya atın ardından bekletmeden soğuk suya atın sudan çıkardıktan sonra mısır unu ve vanilyaya bulayıp kapalı bir kaba koyun ( kurumaması için ) kullanıma hazırdır

G- BAKLİYATLI YEM

Kuru fasülye
Nohut
Kuru bakla
Bulgur
Pirinç
Mısır
Mercimek
Makarna veya şehriye
Un
Vanilya
İrmik
Yumurta
Az pamuk
Not : Çeşitleri evdeki bakliyat stoğuna göre artırabilirsiniz.
YAPILIŞI
Yukarıdaki kuru bakliyatların hepsinden az miktarda bir tencereye koyup kaynat sonra iyice kaynatılan bu karışımı iyice ezip püre haline getirip büyük bir kaba un,vanilya,irmik, miktara göre 1-2 yumurta ile hamur yap azda pamuk karıştırarak ( dağılmaması için ) ufak misketler haline getirerek kullanın.

H- ANASONLU MISIR YEMİ

Süt mısırı
Anason yağı
1 adet küçük kavanoz veya şişe

YAPILIŞI
Taze süt mısırını alıp tanelerini hazırladığınız kapalı kaba doldurun anason yağını üzerine döküp kapağını sıkıca kapatıp çalkalayın ve gölge bir yere koyun.Avlağınıza gittiğinizde bu yemi yemlediğiniz bölgede şamandıralı takımda kullanabilirsiniz.

I- SAZAN YAYI İÇİN YEM HAZIRLAMA

Civciv yemi
Mısır unu
Un
Koku için vanilya
Yumurta.
Anason yağı
Su

YAPILIŞI
Bunların hepsini az su ile karıştırın ( hamur kalın kıvamda olmalı ) elde ettiğiniz hamuru yayın içine sıkıştırın yumruk büyüklüğünde bir hamur topu haline getirin yaya bağladığınız iğneleri de hamura saplayın.

J- KUZU YEMİNDEN SAZAN YAYI İÇİN KÜSPE YAPIMI

4-5 kg kadar kuzu yemi
1-2 kg kadar mısır küspesi
2 kg bildiğimiz buğday unu
Sazan için kullanılan yay

YAPILIŞI
Önce kullanacağınız kadar kuzu yemini ıslatıp dağılmasını bekleyin yemler dağılınca bir miktar un ve mısır küspesini karıştırın az miktar su ilave ederek karıştırın ( hamur kalın kıvamda olmalı ) ve yayın içine sıkıştırın.

K- KUZU YEMİNDEN KÜSPE YEM YAPIMI

4-5 kg kadar kuzu yemi
1-2 kg kadar mısır küspesi
2 kg bildiğimiz buğday unu
Vanilya
Yumurta
YAPILIŞI:
Önce kullanacağınız kadar kuzu yemini ıslatıp dağılmasını bekleyin yemler dağılınca bir miktar un ve mısır küspesini karıştırın vanilya ve yumurtayı katıp az miktar su ilave ederek karıştırın ( hamur kalın kıvamda olmalı kulak memesi sertliğinde ) misket büyüklüğünde keserek kullanın.

SAZAN YEMLEME


Sazan avında yemleme önem kazanmaktadır. Olta atmadan önce bölgeyi yemlerseniz balıkları o bölgede sabit tutabilirsiniz. Yemleme için un, küspe, tarhana, tavuk yemi, buğday, mısır, topları veya taneleri kullanılabilir. Genelde mısırla yemleme yapılıyor. Yemlemede esas, balık doymayacak kadar, ama o bölgeden de ayrılmayacak kadar yemleme yapmaktır. Eğer mısır kullanılıyorsa, eski mısırla yemleme yapıp, oltaya taze mısır takmalıdır. Sazan ekşimiş eski mısırların arasından iğnedeki taze mısırı bulacaktır. Yemlemeyi tarhana ilede yapabilirsiniz. Tarhanayı hafifçe ıslatıp, top halinde oltayı atacağınız bölgeye atabilirsiniz. Kokusu cazip. Kurşun veya fırdöndüye yakın takabileceğiniz plastik veya telden hazırladığınız mazmozlama kafesinin içine koku verecek hamurlar takarak balıkları yemin bulunduğu yere doğru çekebilirsiniz.

YEMLEME İÇİN YEM HAZIRLANMASI

A- KUZU YEMİ İLE YEMLEME

3 kg kuzu yemi (hayvan yemi)
3 kg mısır
2 kg buğday
Şeker
Vanilya
İnce kadın çorabı veya tülbent

YAPILIŞI

Mısır ve buğdayı bir kapta kaynatın birazda şeker ve vanilya ilave edin (koku yapması için) bunları ayrı şişelere vb. kaplara koy avlağa gittiğinde ilk önce kaynattığın mısır ve buğdayları el veya sapan yardımı ile atabildiğin kadar uzağa at..
Alınan kuzu yemine bir kapta biraz su ilave et hamur kıvamında olacak ama sert olacak daha sonra yaptığın kuzu yemi su karışımını küçük toplar halinde göle at ama atarken dağılır derseniz ince kadın çorabı al ve bunu 3-4 parçaya böl bunların içine kuzu yemini koy ve gölete at hem dağılmaz atarken hem de attığında suyun dibine iner ve suyun altında koku yapar daha sonra oltalarını at ve balıkları beklemeye başla.
B- KUZU YEMİ İLE YEMLEME

2 – 3 Kilo kadar kuzu yemini alarak suya elle serperek yemleyebilirsiniz.

C- SARIMSAK YAĞLI MISIR YEMİ

Süt mısırı
Sarımsak yağı
1 adet küçük pet şişe veya kavanoz.

YAPILIŞI:
Taze süt mısırını alıp tanelerini hazırladığınız kapalı kaba doldurun sarımsak yağını üzerine döküp kapağını sıkıca kapatıp çalkalayın ve gölge bir yere koyun.Avlağınıza gittiğinizde bu yemi yemleme amacıyla kullanabilirsiniz.

D- KOKUŞMUŞ ET VS. İLE YEMLEME


Parçalanmış sardalya, kokuşmuş yemler, bayat yemler, peynir suyu ile bayat ekmek karışımı ile avlandığın yerde yemleme yaparak daha etkili sonuçlar alınabilir

E- ÇEŞİTLİ YEMLEMELER

Haşlanmış nohut bakliyat bunları tülbent e doldurup av sahasına koku yapılması için atabilirsiniz.
Hamurlar hamur için irmik un süt tozu yumurta tuzsuz çökelek haşlanmış yarma civciv yemi mısır unu ve şeker ile vanilya dan hazırlanabilir.
Dut kurusu hayvan gübresi vs gibi doğal koku yayıcıları bunlarda tülbent kadın çorabı gibi malzemenin içine konup suya atılılabilir.
NOT-1: Ava başlamadan yaklaşık yarım gün önce av sahasına bu yemleri uzaklı yakınlı atarak koku ile balığı av sahasına toplayabiliriz.
NOT-2: Bu yemler yaklaşık pinpon topu büyüklüğünde olarak hazırlanır suda yavaş çözünmeleri için de bir gün önceden kurutulur.

Son Not : ALINTIDIR !!!

En Etkili Sazan Avı için Sardalyalı Boilie tarifi

Maliyeti oldukça ucuz ve bir okadar etkili bir boili tarifi. deneme yanılma yöntemiyle en iyi sonuç verecek şekilde hazırlanmış bu tarifi deneyip sonuç almış biri olarak özellikle tavsiye ediyorum. Sazan avında profesyoneller bilirlerki aroma ve koku çok önemlidir. hamsi ve sardalya sazan balığı için dayanılmaz bir aroma olduğunu bende böyle bir videodan öğrenmiştim. video ingilizce olsa dahi uygulama evrensel olunca izlerken oldukça kolay olduğunu göreceksiniz.