Balığı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Balığı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Sudak Avı Nasıl Yapılır? Sudak Nerede Bulunur?

SUDAK

Sudak Avı Nasıl Yapılır? Sudak Nerede Bulunur?





Yanlış da olsa sudakların çoğu yerde tatlı su levreği (Perca fluviatilis) olarak anıldığına rastlanır. Her ne kadar üyesi olduğu levrekgiller içerisinde sıklıkla karıştırıldığı tatlı su levreği gibi etobur beslenmeyi seçmiş ve onunla benzer ekolojileri paylaşıyor olsa da, aslen kuzeyli ve -kendine özgü- avcı yetenekleri oldukça gelişmiş olan sudak, benzersiz bir tatlı su yırtıcısıdır. Bulunduğu merada etkili bir avcı olarak varlığını sergileyen sudak yanlardan yassılaşmış ince uzun gövdesi ve sahip olduğu güçlü kuyruk yüzgeciyle sualtında hızla ilerleyerek yem kovalamayı kolaylaştıran ideal gövde dinamiğine sahip etkileyici bir balıktır. Alt ve üstçenelerde yer alan iri köpek dişleri, ağızladığı avına aman vermeyerek onu tatlı su dünyasının korkulası tiranlarından biri haline getirmektedir. Sudağın ağzı, vücut eksenini ortalayacak şekilde konumlanmıştır. Vücut rengi sırt kısmında esmer tonlarda hâkî iken vücut yanlarından karın bölgesine inildikçe belirsizleşen 8-11 arası koyu tonlu dikine bantla bölünmüştür. Gövdenin tamamı ve solungaç kapaklarının bir kısmı küçük parlak köşeli taraksı (ktenoid) pullarla kaplıdır. Kıyıya yakın alanlarda yer alan sualtı koruluklarının ve eriştelik meraların çevresinde rastlayabileceğiniz yetişkin sudaklar genellikle tek başlarınayken 15-22 cm arası boya sahip genç sudaklar ise belirli bir alanda seyrek dağılım göstererek kalabalık olmayan gruplar halinde bulunabilirler.

İlk kez Doğu Bloku'ndan kırklı yıllarda ülkemize getirilen ve bizde de eski Sovyetlerdeki aynı ismiyle anılan sudak, yurdumuzun en kuzeyinden en güneyine kadar hemen hemen tüm iklim bölgelerine taşınmış ve doğal tür kompozisyonları içerisine sıkı şekilde intibak ederek öyle ya da böyle yerelleşmiştir. Ancak son yıllarda ilk kez bırakıldıkları iç Anadolu bölgesindeki havzalarda neredeyse tükenmiş, kuzeyde ve güneyde ise sadece birkaç önemli havzada rastlanabilecek kadar azalmıştır.

Sudakların mönüsünde kerevit gibi eklembacaklı tatlı su organizmaları, gümüş, bıyıklı balık, dere kayası, tatlı su horozbinası, sazan, yılan balığı, kızılgöz, kızılkanat gibi ağızlayabileceği büyüklüğe sahip olan ve aynı merayı paylaştığı bütün diğer balıkların genç bireyleri (dubaraları), semender ve kurbağa gibi amfibyumların tamamı yer alır. Adı geçen balıkların ve amfibyumların canlı yem olarak kullanıldığı bırakma donamlarının yanı sıra her türlü yapay yemle oldukça başarılı oltacılık denemeleri yapılabilir. Özellikle no.3 ve üzeri büyüklükteki döner kaşıklar, yemli (sasili) döner kaşıklar, farklı ağırlık gruplarında olan yalpa kaşıkları ve meraya bağlı olmak koşuluyla orta sudan ve taban üzerinden sürütülebilecek -dalma kabiliyeti olan- sert gövdeli sahte balıklar (voblerler) sudak avında başarısı bilinen başat yapay yem gruplarıdır.


YEMLER

Canlı Yemler Kurbağa, semender, tüm balıkların genç bireyleri
Yapay Yemler no.3 ve üzeri boyda döner kaşıklar (spinner), yemli döner kaşıklar (spinnerbait), muhtelif tip ve boyda yalpa kaşıkları, dalan veya kısmen dalan sahte balıklar (voblerler) , 5-20 gr arası zokalı 4-10 cm.lik sasiler

sis balığı nasıl yakalanır?

SİS BALIĞI



Aynı cinste yer alan kardeş türü koca ağız (Aspius aspius) gibi üyesi bulunduğu sazangiller ailesinin güneyde yaşayan ikinci etobur balığıdır. Bulunduğu iklim kuşağında yayın balıklarıyla birlikte besin zincirinin tepesinde yer alan en baskın yırtıcılardır. Yem kovalamayı kolaylaştıran ideal gövde modeline sahip sis balığının ağzı yukarıya doğru eğimli bir şekilde vücut eksenini ortalayacak şekilde konumlanmıştır. Koca ağıza göre çok daha küçük pullarla kaplı olan vücudu sırt kısmında esmer gri tondan yanlara doğru gümüş-beyaz renge döner. Dicle ve Fırat nehir sistemine bağlı olan oldukça geniş bir havzada yayılım sergilerler. Bu yönüyle ılıman ve sıcak iklim kuşağında bulunan orta yükseklikteki platolardan aşağı ovalara yol alan nehirlerin orta şiddette debili ve yatağının genişlediği barbus bölgesinden, bu nehirlerin denizle birleştiği ağır akışlı, derin ve bulanık mansaplara kadar geniş bir sahada yayılım gösterirler.
Sis balığının mönüsünde bıyıklı balık, sazan, gümüş, yılan balığı gibi ağızlayabileceği büyüklükte olan ve aynı merayı paylaştığı bütün balıkların genç bireyleri, semender ve kurbağa gibi amfibyumlar yer alır. Aynı zamanda iri yetişkinlerin tıpkı turnalar gibi havzada yaşayan ördek, sakarmeke gibi su kuşlarının yavrularını yediği de bilinmektedir. Adı geçen balıkların ve amfibyumların ölü/canlı yem olarak kullanıldığı bırakma donamlarının yanı sıra, her türlü yapay yemle başarılı şekilde oltacılıkları yapılabilir. Özellikle no.4 ve üzeri büyüklükteki döner kaşıklar, yemli (sasili) döner kaşıklar, farklı ağırlık gruplarında olan yalpa kaşıkları ve meraya bağlı olmak koşuluyla yüzen özellikteki yüzeyden ve orta sudan gelen voblerler başarısı bilinen yapay yem gruplarıdır.

Kullanılacak donamın Ø0,30-0,35 mm. geçmeyen polimer yapıda bir naylon monofilaman misinadan tercih edilmesi hafif olduğu kadar sağlam bir bedenin oluşturulmasına olanak sağlar. Ağızlarında herhangi bir diş yapılanması ve kesici aksam bulunmadığı için çelik tel ve benzeri malzemelerle yemin kılavuzlanmasına gerek yoktur. Ancak oltaya yakalandıktan sonra oldukça sert ve ilk başta süreklilik gösteren dönüşler yapmalarından dolayı misinanın gamlanarak zayıflamasını engellemek için mutlaka uygun kalibrede bir fırdöndünün, donamın 30-50 cm gerisinde bedenle ilişkilendirilmesi oldukça fayda sağlayacaktır. Sudak, turna ve koca ağız avı için önerilen bütün donamlar sis balığı avında da başarıyla kullanılabilir. Ağır akışlı ve bulanık akarsu meralarında olta bedeninin Dyneema standartı multiflaman olta iplerinden tercih edilmesi böylesi meralarda sıklıkla karşılaşılan hareketli ve yüzer konumda ki ilişkenlere karşı takımınızı güçlendirecektir.
Ortadoğu ve Mezopotamya orijinli sis balıklarının ülkemizde doğal olarak yayılım gösterdiği alan Dicle ve Fırat Havzasının yer aldığı güneydoğu ve doğu Anadolu bölgeleridir.

OLTA DONANIMI



YEMLER

Canlı Yemler Kurbağa, semender gibi amfibyumlar, tüm balıkların genç bireyleri
Yapay Yemler Döner kaşıklar (spinner), yemli döner kaşıklar (spinnerbait), yalpa kaşıkları, yüzeyden gelen sahte balıklar (popperler), kısmen dalan sahte balıklar

SİRAZ (Sarıbalık) Nasıl tutulur? Siraz Balığı nerede bulunur?

SİRAZ (Sarıbalık)



Yayılım gösterdiği bölgelerde aptalca ve sarıbalık adlarıyla da tanınan siraz; Sazangiller ailesine bağlı (Cyprinidae) Capoeta cinsinin bir üyesidir. Ancak aynı isim benzer ekoljileri paylaşan -çoğu minör farklılıklarla birbirinden ayırt edilebilen- diğer capoeta türleri ve alttürleri içinde ortak olarak kullanılır. Yurdumuzun farklı ekolojilerine uyum sağlamış bilinen altı alttür'ü bulunan siraz, barbus zonu ve abramis zonu olarak tanımlanan orta ve yüksek irtifalı platolardan daha alçak kesimli vadilerin arasına doğru orta şiddetle akan çaylarla ırmakların geniş dirseklerle dönerek havuzlandığı meralarda varlık gösteren bir balıktır. Bu sular genel olarak, bulunduğu irtifa gereği sıcaklığı 15-17 C°nin üzerine çıkmayan en çok 1,5 m derinliğe sahip, tabanında iri ve yuvarlak taşlarla kaplı kısmen çamurlu kırmalık meralar içeren nehir yataklarıdır.
Bulundukları çevrede yoğun gruplar halinde yayılan sirazlar başlarının önünde alt kısımda konumlanan ve at nalı şeklinde bir ağza sahiptirler. Silindirik ve ince-uzun vücutları ile nehirlerin endamı güzel balıklarının başında gelirler. Pulsuz ve geniş başları bu balıklara oldukça sempatik ve çocuksu bir çehre kazandırmıştır. Özellikle güney bölgelerimizdeki yaşam alanlarında çoğu zaman bıyıklı balık (Barbus spp.) türleriyle karışık populasyonlar şeklinde varlık gösteren siraz, üreme dönemi arifesinde ve ılıman mevsimlerde karın bölgesinde oldukça hoş sarılıkta yer yer turuncu kızarıklıkta renklenmeler sergiler.Çok benzedikleri ve sıklıkla karıştırıldıkları bıyıklı balıklardan farklı olarak sadece ağız kenarında ve farklı siraz türlerine göre uzunluğu değişiklik gösterebilen bir çift kısa bıyığa sahiptirler. Özellikle sahip olduğu keratin dokulu, tırnaksı dolayısı ile güçlü dudaklarını kullanarak taban dokusunu oluşturan irili ufaklı taşların yüzeyinde yetişen alg (genel anılışıyla yosun) kolonilerini ve bunların arasında gezinen küçük eklembacaklılarla su yumuşakçalarını tüketir. Sığ ve berrak alanlarda taşların üzerinde gezinen ve taşın yüzeyindeki canlı yeşil dokuyu tıraşlarken verdikleri yan yana görüntü çok güzeldir.

Oldukça ürkek hayvanlar olan sirazlar, rahatsız edilmeyen tenha alanlarda yaşarlar. Sese oldukça duyarlı olan siraz, ani ses ve titreşimlere hızla reaksiyon vererek birdenbire ortadan kaybolmakta çok ustadır. Bu yüzden merasında sessiz ve sakin hareket etmek, siraz oltacılığında dikkat edilmesi gereken en önemli noktadır. Bitkisel ağırlıklı bir diyete sahip olan sirazlar, tahıl taneleriyle ve bu tahılların unu kullanılarak hazırlanan karma hamurlarla yakalanırlar. Ağızları balığın boyuna koşut olarak ortalama bir genişliğe sahip bulunmasına karşın, dar bir boşluğa bağlandığından çok fazla açılamaz ve bu yüzden sirazlar yemi ağızlamak yerine ısırıp sıyırmak suretiyle yutarlar. Bu durum iri yemleri almakta zorlandıkları anlamına gelir ki bu yüzden küçük boyda iğnelerin ve yemlerin kullanıldığı donamlar çok daha başarılı siraz avcılarıdır. Kuvvetli kafa vuruşlarıyla oltaya karşı mukavemet gösteren siraz en fazla Ø 0,30 mm yumuşak naylon bir misinanın kullanıldığı 6-8-10 numara kısa dirsekli, çapraz tek iğneli donamlarla rahatlıkla yakalanabilir.
Farklı siraz türleri birbirine benzeş vücut özelliklerine sahip olsalar da hem tür farklılığı hem de mera değişimi, vücut rengi ve deseninde temel farklılıkların görülmesine neden olmaktadır. Capoeta capoeta türü sırtta esmer kahverenginden yanlarda kehribar rengine ve karında açık turuncu, kiremit rengine dönebilen sarı tonların ağırlıkta olduğu bir dona sahiptir. Capoeta capoeta angorae'nin bazı formlarındaysa renk, sırtta koyu gri-siyahken yanlarda gümüşi beyaz olup vücut geneline dağılmış düzensiz koyu renk beneklerle çilli bir desene sahip olabilir. Şamandıralı ve yemleyicili bırakma donamlar siraz oltacılığında başarısı bilinen takımlardır. Siraz donamlarında yem olarak toprak solucanı, tahıl kurtları gibi canlıların yanı sıra mısır ve farklı tahıllarının unları karıştırılarak elde edilen hamurlarla pişmiş ekmekten hazırlanan hamur topları da yem olarak kullanılırlar. Ülkemizde sirazların dahil olduğu Capoeta cinsine üye olup aynı isimle anılan diğer balık türleri şunlardır: Capoeta capoeta, Capoeta barroisi.

OLTA DONANIMI



YEMLER

Canlı Yemler Toprak solucanı, tahıl sinekleri larvaları (kurtçuklar)
Taneli Yemler Haşlanmış mısır
Hamur Yemler 1-Beyaz ekmek hamuru 2-Mısır unu hamuru 3-Buğday kırığı + buğday unu + peyniraltı suyu 4-Mısır kırığı + buğday kırığı + beyaz ekmek içi

KOCA AĞIZ (Akbalık) Balığı Nasıl yakalanır

KOCA AĞIZ (Akbalık)



Akbalık olarak da anılırlar. Üyesi olduğu sazangiller içerisinde güneyli kardeşi olan sis balığı (Aspius vorax) ile birlikte etobur beslenmeyi seçmiş olan yegâne üyedir. Sudak veya turna gibi oldukça etkili bir avcı olan koca ağız yanlardan yassılaşmış, güçlü bir kuyruk yüzgeciyle ilerlemeyi ve yem kovalamayı kolaylaştıran ideal gövde dinamiğine sahip etkileyici bir balıktır. Alt çenesi hafifçe üst çeneden daha uzundur ve ağız vücut eksenini ortalayacak şekilde konumlanmıştır. Vücut rengi sırt kısmında gri-siyah iken vücut yanlarından karın bölgesine inildikçe gümüşi gri-beyaza dönüşür. Gövdenin tamamı orta büyüklükte parlak pullarla kaplıdır. Orta yükseklikteki platolardan aşağı ovalara akan nehirlerin orta şiddette debiye sahip, akarsu yatağının genişlediği barbus bölgesinden nehirlerin denizle birleştiği ağır akışlı, derin ve bulanık mansaplara kadar geniş bir sahada yayılım gösterirler.
Koca ağızın mönüsünde kerevit gibi eklembacaklılar, gümüş, bıyıklı balık, sazan, yılan balığı, kızılgöz, kızılkanat gibi ağızlayabileceği büyüklükte olan ve aynı merayı paylaştığı bütün balıkların genç bireyleri, semender ve kurbağa gibi amfibyumlar yer alır. Aynı zamanda iri yetişkinlerin tıpkı turnalar gibi havzada yaşayan ördek, sakarmeke gibi su kuşlarının yavrularını yediği de bilinmektedir. Adı geçen balıkların ve amfibyumların ölü veya canlı yem olarak kullanıldığı bırakma donamlarının yanı sıra, her türlü yapay yemle başarılı bir oltacılık yapılabilir. Özellikle no.4 ve üzeri büyüklükteki döner kaşıklar, yemli (sasili) döner kaşıklar, farklı ağırlık gruplarında olan yalpa kaşıkları ve meraya bağlı olmak koşuluyla yüzen özellikteki yüzeyden ve orta sudan gelen voblerler başarısı bilinen yapay yem gruplarıdır.

Kullanılacak donamın Ø 0,28-0,30 mm geçmeyen polimer yapıda bir naylon monofilaman misinadan tercih edilmesi hafif olduğu kadar sağlam bir bedenin oluşturulmasına olanak sağlar. Ağızlarında herhangi bir diş yapılanması ve kesici aksam bulunmadığı için çelik tel ve benzeri malzemelerle yemin kılavuzlanmasına gerek yoktur. Ancak oltaya yakalandıktan sonra oldukça sert ve ilk başta süreklilik gösteren dönüşler yapmalarından dolayı misinanın gamlanarak zayıflamasını engellemek için mutlaka uygun kalibrede bir fırdöndünün, donamın 30-50 cm gerisinde bedenle ilişkilendirilmesi oldukça fayda sağlayacaktır. Sudak, turna ve sis balığı oltacılığı için önerilen bütün donamlar koca ağız oltacılığında da başarıyla kullanılabilir. Mansaplar gibi ağır ve bulanık akışlı acı su meralarında olta bedeninin Dyneema standartı multifilaman olta iplerinden tercih edilmesi aynı takıma atılabilecek dişli deniz balıklarının zorlanmadan kıyıya alınmasına olanak sağlayacaktır.



OLTA DONANIMI



YEMLER

Canlı Yemler Kurbağa, semender gibi amfibyumlar, tüm balıkların genç bireyleri, küçük kerevitler
Yapay Yemler Döner kaşıklar (spinner), yemli döner kaşıklar (spinnerbait), yalpa kaşıkları, yüzeyden gelen sahte balıklar (popperler), kısmen dalan sahte balıklar

Kızılkanat Balığı Nasıl yakalanır?

KIZILKANAT



Adına ilham veren koyu renkli sırt yüzgecinin dışındaki turuncu kırmızımtırak tek yüzgeçleri ve nispeten yanlardan basık, oval şekilli vücuduyla oldukça güzel görünümlü bir balıkıtr. Vücudun yanı parlak gümüş renginde olup tamamı dış kenarı koyu renk kontürlü ve iri sayılabilecek düzgün sıralı pullarla örtülüdür. Kızılkanatlarda gözbebeğinin etrafı turuncu-kırmızı harelidir. Bu yönüyle kızılgöz (Rutilus rutilus) ile yakın benzerlik göstermesine rağmen geniş ve oval vücut profiliyle ondan kolaylıkla ayırt edilebilir. Sırt kısmında koyu esmer tonda yeşil-kahverengi olan donu, karın bölgesinde beyaza döner. Oldukça ağır hızda ortalama 25-30 cm boya kadar büyüyebilen yetişkin bireylerden oluşan küçük gruplar, nispeten yumuşak iklime sahip göllerin ve ağır akan ırmakların sığlıklarında yayılırlar. Özellikle kıyı önündeki eriştelik meralarda, bitki varlığı yönünden zengin sualtı koruluklarının ve çevresinin müdavimidirler. Söz konusu alanların sunduğu zengin organizmalar üzerinden geçinen kızılkanatlar avize otu, civan perçemi (bin yaprak otu) gibi bazı su bitkilerinin taze sürgünlerini, çeşitli böcek larvalarını, balık yumurtalarını ve diğer sucul yumuşakçaları tüketirler.
Vücut eksenini ortalayarak başın önünde konumlanmış küçük ve dişsiz ağızları vardır. Kızılkanatlar, toprak solucanı, çekirge, sinek, çeşitli kınkanatlılara ait tombul larvalarla veya pişmiş ekmeğin gevrek kabuğu ve içinin hamuruyla yemlenmiş şamandıralı yüzey bırakmaları ve orta su bırakmalarıyla yakalanırlar. Şamandıralı bırakmalarla yapılan oltacılıkta belirli alanların yemlenerek hedef balığın etkinlik süresince merada tutulmaya çalışılması, benzer karakterli diğer balık türlerinde olduğu gibi kızılkanat oltacılığında da olumlu sonuçlar vermektedir.
Ülkemizde doğal olarak yayılım gösterdiği alanlar orta Anadolu''dan kuzeye kadar olan tüm bölge ve Trakya'daki tatlı su havzalarıdır.

OLTA DONANIMI



YEMLER

Canlı Yemler Toprak solucanı, küçük çekirgeler ve böcek larvaları
Hamur Yemler Pişmiş ekmek hamuru